2 Aralık 2012 Pazar

Kur’ân tabib hüviyeti

mânen hastayız
Onun için ibâdete muhtaç olan da—hâşâ—CENAB-I HAK değil, biziz!
İbâdet bizim mânevî yaralarımıza ve hastalıklarımıza ilâç hükmündedir.
Acaba bir hasta, şefkatli doktorunun, hastalığı ile ilgili verdiği reçeteyi kullanması hususundaki ısrarını nasıl yorumlamalıdır? “Bu doktorun benim ilâç kullanmama ne ihtiyacı var ki, bana ısrar ediyor?” diyebilir mi?
Yoksa, “Demek ben ciddî hastayım! Demek bu ilâçlar beni ALLAH’ın izniyle iyileştirecek. Demek, iyileşmem, bu ilâçları gerektiği gibi kullanmama bağlı” gibi mânâları mı düşünür?
Nitekim biz mânen hastayız. Mânevî yaralarımız var.
Kur’ân ise bizim mânevî tabibimiz hüviyetindedir.
Bize ısrar etmekte Kur’ân’ın hakkı vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder