30 Aralık 2012 Pazar

işlenip inkişaf etmek

Meşakkatler ve sıkıntılarla insanın istidatlarının inkişaf ve terakki edeceğinden bahsediliyor.

İnsandaki bazı madenlerin işletilmesi nasıl oluyor?

ALLAH, kainat içinde her şeye bir kemal noktası tayin etmiştir ve her şeyi de o noktaya doğru sevkediyor. Bu yüzden kainatta tekamülü, yani basitten mükemmele doğru gidişi, bir kural ve kanun olarak yerleştirmiştir. Kainatta her şey bu gelişim kanununun içindedir, hiçbir şey bundan azade değildir. Bundan dolayı hiçbir şey sabit ve durağan olarak yerinde saymıyor, sürekli hareket ve imtihan ile halden hale geçip tekemmül ediyor.

Mesela CENAB-I HAKK, dağların altına bir çok maden ve cevherleri ham ve işlenmemiş olarak istif etmiştir. Ta ki insanlar o madenleri önce bulsun, sonra da işleyerek istifade etsin. Bu madenlerin keşif ve işlenmesi ise uzun ve meşakkatli bir süreçtir. Mesela bir elmasın, elmas olma süreci epey bir müddet ve çaba ister, ondan sonra kıymet kazanır. Yoksa bu merhalelerden geçmese ve hep aynı kaba hali ile kalsa hiçbir zaman elmas olup, kıymet kazanamaz. Demir, kaba ve işlenmemiş hali ile insanlara hiçbir fayda veremez, ama işlenip kullanıma sunulursa, medeniyetin bir temel taşı olur ve oluyor.

Yine bir heykel tıraş, kaba saba bir taşı eline alır, onu çekiç ve keskisi ile şekilden şekle sokar. Bazen kırar, bazen döver, bazen ortadan yarar, bazen kaba yerlerini inceltir, bazen çıkıntılarını törpüler ve hakeza. En sonunda ortaya çok kıymetli bir heykel çıkar. Başlangıçta kaba saba bir taş iken, zorlu ve meşakkatli bir süreçten sonra baha biçilmez bir sanat haline gelmiştir.

İşte insan da aynı bu madenler ve taşlar gibi çok geniş ve mükemmel istidatlar ile dünyaya gelir, ama işlenmediği ve inkişaf etmediği için hiçbir değer ve kıymet ifade etmez. Bu yüzden ALLAH, insandaki bu kıymet ve değeri açığa çıkarmak ve inkişaf ettirmek için, heykel tıraşın taşı işlemesi gibi insanı işler ve imtihana tabi tutar. Bu imtihan ve işlemek esnasında, insan bazı sıkıntı ve meşakkatler çeker, ama netice itibari ile insan-ı kamil olup cennete layık bir kıymet kazanır. Tıpkı kaba taşın baha biçilmez bir yapıt olması gibi, insan da kainata bir halife olur.


İnsanın mahiyetindeki madenlerden bazılarına işaret edecek olursak;
mesela insandaki akıl ve kalp, iki kıymetli madendir. ALLAH bu madenleri işletmek için insanı bir takım merhale ve süreçlerden geçirir. İnsanın çocukluk devresinde aklı ve kalbi basit ve ilkeldir, daha sonra hayatın süzgeçlerinden ve imbiklerinden geçtikçe tekemmül eder ve keskinleşir. Hatta her yıl içinde bu gelişimi görmek mümkündür. Bunun en somut örneği ilk okul ile üniversite arasındaki eğitim ve öğretim, sınıf ve derecelerdir. İlk okulda harfleri hecelerken, üniversitede en zor problemleri çözer. Ama bu kemale kavuşmak için eğitim ve öğretim süzgeçlerinden geçilip gelinmiştir. Çocukken kalp basit şeyleri sever, ve onlarla meşgul olur, ama büyüdükçe sevdiği şeyler de değişir ve karmaşıklaşır. Bu da kalbin hareket ile tekemmül ettiğinin bir emaresidir.

Sabır kuvveti
genç ve toy olan insanda az, hayatın süzgeçlerinden geçmiş ihtiyar insanlarda daha fazladır. Bu da insanın fıtratına konulmuş önemli bir madendir. Bu maden olmasa, acılar ve sıkıntılar insanı bitirir. Ama ALLAH bu acı ve sıkıntılara karşı mukavemet olsun diye sabır kuvvetini insana vermiştir. İşte insan bu sabır madenini işlettirip inkişaf ettirirse her alanda başarı sağlar. Zira bütün başarıların temelinde sabır vardır.

Bu bakış açısını ve ölçüsünü diğer duygu ve latifelerimize de tatbik edebiliriz.
lumiere571.blogspot.com
latahzeninnallahemeana.wordpress.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder