17 Kasım 2012 Cumartesi

itimat

Özellikle hadiseler karşısında ALLAH’a itimat edilmesi gerekirken,
insan ya sebeplere ya da nefsine itimat ediyor.
ALLAH da ceza olarak bu kimseleri korku, endişe ve kaos içinde bırakıyor.
Evet, tevhit ve tevekkülde saadet ve emniyet,
şirk ve sebeplere itimat etmekte ise elem ve korku vardır.
İnsanlar saadet ve elemi ALLAH’tan bilmeyip, sebeplerden bilirlerse,
sebeplerin kulu ve kölesi olurlar.
Bu yaklaşım içtimai ve siyasi olaylarda da böyledir.
Çok insanların ağzında, filanca olmasa idi ekonomi düzelmez, huzur kalmazdı gibi lakırdılar dolaşıyor. Filanca kişi ALLAH’ın irade ve kudretine sadece bir perdedir, bir bahanedir. Her şeyde olduğu gibi, siyasi ve sosyal olaylar da ALLAH’ın emir ve iradesi ile gerçekleşir.
Her olayın arkasında hangi isimler tecelli ediyor diye tam manası ile belki ihata edemeyebiliriz, ama her hadisenin arkasında kaba hatları ile, ALLAH’ın rububiyet ve uluhiyetini görebiliriz. Dikkat ve tahkiki iman nazarı ile hadiselerin arkasındaki isimler okunabilir ama bu, kişilerin manevi donanım ve derecesine, nazarlarının keskinliğine bakar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder