Dört şey için dünyayı
kesben(çalışma ve kazanma olarak) değil, kalben
terketmek lâzımdır
1. Dünyanın ömrü kısa olup, sür'atle zeval (yokluk) ve guruba(batma) gider. Zevalin elemiyle, visalin(kavuşma) lezzeti zeval buluyor.
1. Dünyanın ömrü kısa olup, sür'atle zeval (yokluk) ve guruba(batma) gider. Zevalin elemiyle, visalin(kavuşma) lezzeti zeval buluyor.
2. Dünyanın lezâizi zehirli bala benzer. Lezzeti nisbetinde elemi de vardır. ..."
Dünya ve içindekiler sabit ve daim olmayıp sürekli ölümle yok oluyorlar. Burada "yok olmak" mutlak yokluk anlamında değil tabi. Şayet insan yok olmaya mahkum olan bu şeylere kalbini bağlarsa, o zaman bağlamaktaki cüzi lezzet yok olmaktan gelen büyük acıya mukabil gelemez. Yani yokluk ve ayrılığın acısı kavuşmanın lezzetini bir anda tuzla buz eder, denilmek isteniyor.
Öyle ise yokluktan ve ayrılıktan gelen o büyük acıyı çekmek istemiyor isek, kalbimizi o fani şeylere kaptırmamamız ve bağlamamamız icap eder. Hazreti İbrahim (as)’in ifade ettiği gibi “Uful eden, yani batıp giden hiçbir şey muhabbete değmez.”
Öyle ise yokluktan ve ayrılıktan gelen o büyük acıyı çekmek istemiyor isek, kalbimizi o fani şeylere kaptırmamamız ve bağlamamamız icap eder. Hazreti İbrahim (as)’in ifade ettiği gibi “Uful eden, yani batıp giden hiçbir şey muhabbete değmez.”
demeli, onları kalben terk etmeliyiz.
3. Seni beklemekte ve senin de sür’atle ona doğru gitmekte olduğun kabir, Dünyanın ziynetli, lezzetli şeylerini hediye olarak kabul etmez.
Çünkü dünya ehlince güzel addedilen şey, orada çirkindir.
4. Düşmanlar ve zararlı böcekler arasında bir saat durmakla dost ve büyükler meclisinde senelerce durmak arasındaki karşılaştırma, kabir ile dünya arasındaki aynı karşılaştırmadır. bununla beraber, CENAB-I HAK da bir saatlik lezzeti terk etmeye davet ediyor ki, senelerce dostlarınla beraber rahat edesin.
4. Düşmanlar ve zararlı böcekler arasında bir saat durmakla dost ve büyükler meclisinde senelerce durmak arasındaki karşılaştırma, kabir ile dünya arasındaki aynı karşılaştırmadır. bununla beraber, CENAB-I HAK da bir saatlik lezzeti terk etmeye davet ediyor ki, senelerce dostlarınla beraber rahat edesin.
Öyle ise, kayıtlı ve kelepçeli olarak sevk edilmezden evvel, ALLAH’ın davetine icabet et.
FESÜBHANALLAH, CENAB-I HAKKın insanlara fazl ü keremi o kadar büyüktür ki,
FESÜBHANALLAH, CENAB-I HAKKın insanlara fazl ü keremi o kadar büyüktür ki,
insana emanet olarak verdiği malı, büyük bir fiyat ile insandan satın alır, sürekli ve kalıcı hale getirir ve korur.
Eğer insan o malı sahiplenip ALLAH’a satmazsa, büyük bir belâya düşer. Çünkü o malı üzerine almış oluyor. Halbuki kudreti güvence vermiyor.
Çünkü, arkasına alırsa, beli kırılır, eliyle tutarsa, kaçar, tutulmaz. En nihayet meccânen fena olur gider, yalnız günahları miras kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder