ALLAH'ın, insanın kalbine ve iradesine müdahalesi nasıl oluyor?
Bu durum cüzi iradeyi iptal etmez mi?
İnsanın hayatı
iradi (bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü) ve gayr-ı iradi (irade dışı)
olmak üzere iki daireden oluşuyor.
İnsanın gayr-ı iradi dairede söz hakkı yoktur. Bu dairede hüküm sadece ALLAH’a aittir ki, bu daire büyük daire olup, takriben yüzde doksan dokuza tekabül ediyor. Dolayısı ile insan amel ve fazileti ile gururlanmamalıdır. Ama kusur ve günahlarından dolayı tövbe ve istiğfar etmelidir.
Zira amel ve fazilet vücudi olduğu için, çok şartların ve sebeplerin bir araya gelmesi ile oluşur. Bunları bir araya getirip inşa etmek ancak ALLAH’ın kudreti ile mümkündür. İnsanın iradesi bu çok şartlardan sadece birisidir, geri kalan doksan dokuzu ALLAH’a aittir.
Ama günah ve şerler ademi olduğu için, bir şartın terk edilmesi yeterlidir. İnsanın iradesi ademi şeyleri tetiklemede önemli bir unsur ve faktördür. Yani günah ve şerlerin yapılmasında insan fail gibi etkili ve kusurludur. Bu yüzden çok tövbe ve istiğfarla mükelleftir.
ALLAH adaleti ve adeti gereği yüzde bire tekabül eden insanın iradi dairesine müdahale etmiyor. Bu dairenin sadece yaratma kısmı ALLAH’a aittir.
Tercih ve seçme kısmı kula aittir. Kul seçer, ALLAH’da bu seçim doğrultusunda yaratır. Öyle ise insanın seçimine taalluk eden noktada ALLAH’ın bir müdahale ve baskısı söz konusu değildir.
Kalbin içini dizayn eden ALLAH, dizaynın rengini belirleyen ise insanın iradesidir.
Renkten maksat iman, küfür, günah sevap, hayır ve şer gibi ikili seçeneklerdir. Bu yüzden insanın kalbinde dizayn noktasında ALLAH’ın kudreti işlerken, bu dizaynın niteliği konusunda da insanın iradesi etkendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder