ALLAH insana, kendi Zat-ı Akdesini ve sıfatlarını sevecek cami ve keskin bir kalp vermiştir. İnsana verilen bu kalp, ancak ALLAH ile tatmin olabilir. Ya da insanın bu geniş ve keskin kalbî muhabbetini, ancak ALLAH sevgisi doyurabilir.
Hatta ALLAH, insanlar yanılıp, bu kalbi muhabbeti başka yerlere ve masivaya sarf etmesinler diye, bir takım dünyevi cezaları da içlerine koymuştur.
Hatta ALLAH, insanlar yanılıp, bu kalbi muhabbeti başka yerlere ve masivaya sarf etmesinler diye, bir takım dünyevi cezaları da içlerine koymuştur.
İnsan bu kalbi muhabbetini meşru olmayan yerlerde kullandığı zaman,
ızdırap ve acıdan başka bir şey göremez.
Bu ızdırap ve acıların başında,
sevdiği şeyden karşılık görmeme, karşılık görse bile fani olduğu için elinden çabuk çıkması gibi durumlar o muhabbete, lezzetten çok, elem ve azap katıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder