3 Eylül 2012 Pazartesi

huzur ve mutluluk formülü

Bir insanın, ALLAH’ın kendisine takdir buyurduğu şeylere razı olması ancak kanaatle mümkündür. Kanaat, huzur ve mutluluk formülüdür.
Eğer malı çok seversen, hırsla değil, belki kanaatle malı talep et, tâ çok gelsin.

ALLAH’ın verdiği rızka razı olup onunla yetinenler ile hırs gösterenler,
iki şahsa benzer ki, büyük bir zâtın divanhanesine giriyorlar.
Birisi kalbinden der: “Beni yalnız kabul etsin; dışarıdaki soğuktan kurtulsam bana kâfidir.
death kaname Kaname
En aşağıdaki iskemleyi de bana verseler, lütuftur.”

İkinci adam, güya bir hakkı varmış gibi ve herkes ona hürmet etmeye mecburmuş gibi, mağrurâne der ki:
httpjzool comimagespsku Goku son
“Bana en yukarı iskemleyi vermeli.”
O hırsla girer, gözünü yukarı mevkilere diker, onlara gitmek ister. Fakat divanhane sahibi onu geri döndürüp aşağı oturtur. Ona teşekkür lâzımken, teşekküre bedel kalbinden kızıyor. Teşekkür değil, bilâkis hane sahibini tenkit ediyor. Hane sahibi de ondan istiskal ediyor.

Birinci adam mütevaziâne giriyor, en aşağıdaki iskemleye oturmak istiyor. Onun o kanaati, divanhane sahibinin hoşuna gidiyor. “Daha yukarı iskemleye buyurun” der. O da gittikçe teşekkürâtını ziyadeleştirir; memnuniyeti artar.

İşte, dünya bir rahmet ve şefkati sınırsız olan ALLAH’ın büyük salonu, yeryüzü’dür. Zemin yüzü bir rahmet sofrasıdır.Rızıkların dereceleri ve nimet dereceleri, mertebeleri dahi iskemleler hükmündedir.
“Kimin arzusu ahiret olursa, ALLAH onun kalbine zenginliğinden koyar ve işlerini derli toplu kılar, artık dünya ona hakîr gelmeye başlar. Kimin hedefi de dünya olursa, ALLAH iki gözünün arasına (dünyanın) fakirliğini koyar, işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak, dünyadan da eline, kendisine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez.”
(Tirmizî, kıyâmet 31)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder