26 Eylül 2012 Çarşamba

ALLAH'ın yarattığı ve bizlere verdiği ilim ve akıl

Bedeninin ve sahip olduğu herşeyin sahibi ALLAH'tır,
Çünkü bedenin asıl sahibi ALLAH'tır ve O, vakti geldiğinde bizden geri alacaktır.
ilmin ve istifade etmenin bir silsilesi vardır.
İlmin öncelik olarak akıl midesinde hazım edilmesi gerekiyor; ancak sonra diğer his ve latifelere dağılıp oraları nurlandırıp feyizlendiriyor.

Gıdalar sair azalara yakıt ve enerji olabilmek için midede hazmedilir. Hazmedildikten sonra sair azaların bünyesine münasip bir şekle girer. Mesela havuç göze faydalıdır; lakin midede hazmedilmeden göze direkt olarak sokulsa fayda vermez kör eder. Ispanak demir vitamini barındırır; ama midede işlem gördükten sonra, yoksa yüz gün ıspanak tarlasının için de yatılsa vitamin almak mümkün değildir vesaire.
İşte gıdaları kaba ve kesif hallerinden arındırıp azaların ince ve latif bünyesine uygun hale getiren midedir. Gıdalar midede işlem görmedikçe bedenin azalarına fayda vermez.

Aynı şekilde insanın manevi bedeninin midesi de; akıldır.
Gıdalar hükmünde olan ilimleri ve malumatları hazmedip manevi duyguların bünyesine uygun hale getirip adapte eden; akıl süzgeci ve midesidir. İnsanın manevi duygu ve latifelerinin hisse ve istifadesi; ancak aklın hazmetme derecesine göre olur.
Akıl ilmi hazmettikten sonra sair latifeler bu hazmedilmiş ilmi, kendi kabiliyet ve fıtratlarına göre massederler yani emerler. Kalbin bu hazmedilmiş ilimden aldığı hisse ile vicdanın aldığı hissenin mahiyeti farklıdır.
insanın latife ve hisseleri akıl merkezinden bağımsız olarak tek başına bir kaynak teşkil edemezler. Kati bir şekilde bütünü ile his ve latifeleri akla bağlamıyoruz; lakin insan mahiyetinde çalışan genel sistem bu şekildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder