Şimdi bak ALLAH'ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor. Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir. O herşeye hakkıyla kadirdir."
(Rum Sûresi, 30:50.)
Firavunların geleneği olan anıt mezar anlayışı, reenkarnasyon fikrine dayanır. Eski tabir ile “tenasüh”, yeni tabir ile “ruh göçü”, felsefi tabiri ile“reenkarnasyon”, bir mitolojidir.Bu reenkarnasyon fikri, maddeci felsefenin farklı bir anlayışıdır. Ölümden sonraki hayatı inkar edip, tamamen dünya hayatına tapan bu Reenkarnasyon, fikrine göre;
insanlar öldükten sonra tekrar beden değiştirerek dünyaya gelirler ve eski hayatlarına farklı beden formu ile devam ederler.
Bu sebeple dünyada kıymetli eşyalarını anıt mezarlarına koyduruyorlar, ta ki ikinci ruh göçünde o kıymetli eşyaları kullansınlar. Bu fikirden dolayı Firavun hanedanlığı hem sapkın egolarını tatmin etmek,
Bu sebeple dünyada kıymetli eşyalarını anıt mezarlarına koyduruyorlar, ta ki ikinci ruh göçünde o kıymetli eşyaları kullansınlar. Bu fikirden dolayı Firavun hanedanlığı hem sapkın egolarını tatmin etmek,
hem gelecek nesillere şöhretlerini duyurmak, hem çölden dağlık alanlarına özlemlerini göstermek için piramitleri inşa ettirmişler. Elbette bu inşaatta çok mazlumların ve masumların kanı ve emeği vardır. Nitekim taşın olmadığı çölde o dev yapıtların yapılması, harikulade bir çaba ve güç ister, bu da zulmün boyutlarına işaret ediyor.
Reenkarnasyon
Her toplum ve milletin bazı kesimlerinin tarihi kökeninde farklı isimler altında inandığı ve yaşatmaya çalıştığı bir efsanedir.Toplumlardaki bu inanç, insanın fıtratında var olan ebedi yaşama arzusunun ve ölümle yokluk ve hiçliğe gitmekten kurtulmanın çırpınışları ve bir tatmin olma şeklidir. Yani bu gibi inançlarla kendine bir türlü ebediyet kazandırmaya çalışıyorlar. İkinci, yeni bir hayatı kabul etmeyip, böyle bir fikre sapmadaki faktör ise; dünyaya ve içindekilere olan ülfet ve ünsiyetdir.
Dünya ve içindekilerinden ayrılmak ve bir daha görememek düşüncesi onu çaresiz kılıp böyle hurafelere sevk ediyor.
Siz hiç düşünmez misiniz?
Her toplum ve milletin bazı kesimlerinin tarihi kökeninde farklı isimler altında inandığı ve yaşatmaya çalıştığı bir efsanedir.Toplumlardaki bu inanç, insanın fıtratında var olan ebedi yaşama arzusunun ve ölümle yokluk ve hiçliğe gitmekten kurtulmanın çırpınışları ve bir tatmin olma şeklidir. Yani bu gibi inançlarla kendine bir türlü ebediyet kazandırmaya çalışıyorlar. İkinci, yeni bir hayatı kabul etmeyip, böyle bir fikre sapmadaki faktör ise; dünyaya ve içindekilere olan ülfet ve ünsiyetdir.
Dünya ve içindekilerinden ayrılmak ve bir daha görememek düşüncesi onu çaresiz kılıp böyle hurafelere sevk ediyor.
Siz hiç düşünmez misiniz?
Ruh başka bedene geçtiğinde, neden geçmişini tamamen hatırlamıyor? Şayet hatırlıyorsa, neden herkeste sabit olmuyor da
sadece ruh hastaları
tarafından iddia ediliyor.
Reenkarnasyon inancına göre ruhlar cevherdir ve sayısı sabittir.
Reenkarnasyon inancına göre ruhlar cevherdir ve sayısı sabittir.
O zaman ruhların sayısında bir artış olmaması gerekir. Dünyanın her döneminde nüfusun aynı olması lazım gelirdi. Halbuki nüfus sürekli artış gösteriyor. Bir asır öncesi nüfus, bir milyar; bir asır sonra altı milyar oluyor. Reenkarnasyona göre bu bir çelişkidir.
Gene akla uymayan tarafı eski tarihlerde büyük işler yapmış peygamberler, evliyalar, alimler, filozoflar, bilim adamları şimdi kimin bedenindedirler ve neden varlık gösteremiyorlar.
bide anne ve babadan çocuğa geçen irsiyetin izahı Zira, aralarında kopmaz bir bağ vardır. Bu, sadece cismani bir irsiyet değil, ruhi irsiyet de vardır.
Reenkarnasyon fikrinin tutar bir yanı yoktur.
Reenkarnasyon fikri küfürdür.
Gene akla uymayan tarafı eski tarihlerde büyük işler yapmış peygamberler, evliyalar, alimler, filozoflar, bilim adamları şimdi kimin bedenindedirler ve neden varlık gösteremiyorlar.
bide anne ve babadan çocuğa geçen irsiyetin izahı Zira, aralarında kopmaz bir bağ vardır. Bu, sadece cismani bir irsiyet değil, ruhi irsiyet de vardır.
Reenkarnasyon fikrinin tutar bir yanı yoktur.
Reenkarnasyon fikri küfürdür.
"Nihayet, onlardan birine ölüm gelip çattığında, "RABBim, der, lütfen beni geri gönder. Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş yapayım."
Hayır! Onun söylediği bu söz laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır." (Muminun, 23/99-100)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder