27 Eylül 2012 Perşembe

harama yaklaşma kii..

Her insanda kıskançlık damarı vardır.
Keza, sevdiklerinden ayrılma söz konusu olduğunda bundan elem duymayan insan yoktur.
Ve keza, sevgisine karşılık görmeyen insan da bundan ıztırap duyar.
Bu hisler ve duygular fıtrîdir ve her insanın fıtratında ortak olarak yerleştirilmişlerdir.

Haram seven insan, bu ortak duyguların verdiği ıztıraplarla çok acılar yaşar.
Çünkü haramcı, gümrükten mal kaçıran insana benzer.
Başka hırsızlar da çıkacak ve aynı mala, aynı anda başka eller de uzanacaktır.
Kendisi kadar harama tamah eden başkaları da vardır.
Ve işin tehlikeli boyutu:
Haram sevmekte hak değil;
güç esastır.
Güçlü olan, varlıklı olan, yakışıklı olan harama daha çabuk ulaşır
ve zayıf olan kıskançlığı ile kahrolur.
Öte yandan, haram sevgi, büsbütün ayrılık demektir.
Sevgi bittiği anda ayrılık başlar ve hançerden okunu haramcının kalbine saplar. Keza haram sevmekte, sevdiğin kişinin seni sevme zorunluluğu ve borcu yoktur.
 
Bu bakımdan mukabele etmez.
Bu da haram severin yüreğini yakan bir diğer hançerdir.

Fakat helâl ve meşrû sevgilerde bu ıztıraplar yoktur.
Çünkü:
1- Helâl sevgide güç değil, hak esastır ve senin nikâhında olan birisine başka eller uzanmaz. Çünkü hakkı yoktur! Bu durumda kıskançlığa gerek kalmaz.
(Herkesin kendi eşini harama karşı kıskanması başkadır.)

2- Helâl sevgi meşrû olduğundan ayrılık elemi vermez. Çünkü helâl sevgiler Cennete kadar ve ebedî Cennette dahi yaşanmayı hak eden saygın ve ALLAH katında makbul sevgilerdir.
Çılgın Yumurtalar
Bu bakımdan, helâl sevgilerde fanilik damgası yoktur. Çünkü helâl sevgi, ALLAH’ın izin verdiği ve razı olduğu sevgi olduğundan, üzerinde ebediyet mührü vardır, insana huzur verir ve insanı harama karşı ilgi duymaktan kurtarır.

3- Helâl sevgide sevdiğin kişi de seni sever. Çünkü sevgin makbuldür. Karşı tarafa zarar verici değildir. Bilakis, karşı tarafı koruyucu ve şefkat edicidir. Bu açıdan, makbul bir sevgi, makbul ölçüler içinde mukabele görür. Bu da kişiye lezzet ve huzur verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder