Bir zamanlar güzel bir şehirde bilge bir tüccar varmış.
Çinilerle süslü büyük köşkünde
ailesi ve hizmetkarlarıyla mutlu yaşarmış.Özü sözü doğruymuş,kimseyi aldatmaz,aldıgı işi zamanında bitirirmiş.Bu nedenle şehirdeki her tüccar onunla çalışmak istermiş.Bu bilge tüccar zekatını vermekle kalmaz,fakir fukarayıda düşünürmüş.
"Kazancını ziyan ediyorsun"
diyenlere
"israfta hayır hayırda israf olmaz"
dermiş.
Üstelik işleri nekadar fazla olrsa olsun çocukların ve gençlerin eğitimine zaman ayırırmış.Günlerden bir gün sorumsuzluğuyla kendisine ve ailesine zarar veren bir delikanlı bir genci hizmetine almış.
Amacı ona güzel bir ders vererek hatasını anlamaya sağlamakmış.Ondan yaptığı herişi dikkatle izlemesini istemiş.
Sonrada hizmetkarlarından birini çağırmış,20 altın vermiş.
Bilge tüccar:-Çarşıya git kendine kaliteli kumaştan üretilmiş güzel bir takım elbise al.
hizmetkar sevinçle altınları almış yola koyulmuş.Birkaç saat sonra üzerinde oldukça şık takım elbiseyle geri dönmüş.Emre uyduğu ve karlı bir ticaret yaptığı her halınden belliymiş.Tüccar gülümseyen gözlerle hizmetkarını şöyle bir süzmüş
hizmetkar sevinçle altınları almış yola koyulmuş.Birkaç saat sonra üzerinde oldukça şık takım elbiseyle geri dönmüş.Emre uyduğu ve karlı bir ticaret yaptığı her halınden belliymiş.Tüccar gülümseyen gözlerle hizmetkarını şöyle bir süzmüş
tüccar:-harikulade emrimi engüzel bir şekilde yerine getirdin,altınları iyi değerlendirdin.Bu başarını kutluyorum.
Sonrada delikanlı hizmetkara dönmüş
tüccar:-O görevini yerine getirdi ve takdirimi kazandı.Güzel bir ödülü haketti.Şimdi sıra sende.
İçinde tam 1000 altın olan büyük bir keseyi ona uzatmış.ticarethanesine gereken malzeme ve malların listesini delikanlının cebine koymuş ve
İçinde tam 1000 altın olan büyük bir keseyi ona uzatmış.ticarethanesine gereken malzeme ve malların listesini delikanlının cebine koymuş ve
tüccar:-derhal çarşıya git istediklerimi al.
olan biteni şaşkın bakışlarla izleyen delikanlı hizmetkar oradan ayrılırken diğer hizmetkarın aldığı güzel elbisenin tüccarı nekadar memnun ettiğini düşünüyor verilecek ödülü merak ediyormuş. Cebine konan listeyi okumayı gerekbile duymamış.
olan biteni şaşkın bakışlarla izleyen delikanlı hizmetkar oradan ayrılırken diğer hizmetkarın aldığı güzel elbisenin tüccarı nekadar memnun ettiğini düşünüyor verilecek ödülü merak ediyormuş. Cebine konan listeyi okumayı gerekbile duymamış.
Delikanlı:-şöyle iyi bir takım elbise alıyımda karlı ticaret nasıl oluyormuş görsünler.Övgülerin en güzelini ödüllerin en iyisini ben alıyım.
Güzel ve yeni bir elbiseside cabası.
Delikanlı doğruca çarşıya gitmiş.Kumaş elbiseler satılan bir dükkana girmiş.Elindeki keseyi satıcıya verip en iyi kumaştan bir takım elbise vermesini istemiş.Satıcı keskin gözleriyle bir keseye birde gence bakmış.
Onun alış verişten anlamayan biri olduğunu düşünmüş.
Satıcı:-bu dolgun keseye karşılık bir takım elbise öylemi demiş kendi kendine
kurnazca gülümseyerek delikanlıyı içeriye davet etmiş.Kötü ve ucuz kumaştan dikilmiş elbiseleri kaliteli ve pahallı olarak taktim etmiş
kurnazca gülümseyerek delikanlıyı içeriye davet etmiş.Kötü ve ucuz kumaştan dikilmiş elbiseleri kaliteli ve pahallı olarak taktim etmiş
satıcı:-İşte sizin gibi zeki ve önemli müşterilerimiz için hazırladığımız en özel kıyafetler demiş. Satıcının sözlerine aldanan zavallı genç değeri tek altın bile etmeyen bir elbiseyi bin altına satın almış.
Hilekar satıcı:-Harika seçim efendim yine bekleriz diyerek onu uğurlamış.Genc hizmetkar hiç vakit kaybetmeden bilge tüccarın köşküne geri dönmüş.
Duyacagı övgüleri,alacagı hediyeleri düşündükce içi içine sığmıyormuş.Tüccar genci karşısında görünce yüzünde hüzünle karışık bir gülümseme belirlemiş
tüccar:-Tahmin ettiğim gibi diye mırıldanmış.Sonrada iyi karşılanmadığı için endişelenen ve olanları anlamaya çalışan delikanlının omuzuna elini koymuş
tüccar :-kesede kaç altın vardı diye sormuş.
delikanlı:-saymadım efendim demiş
tüccar:-listede neler vardı
delikanlı:-okumadım
tüccar:-verdiğim altınlarla ne aldın
delikanlı :- bu elbiseyi
tüccar:- bu elbiseye bin altınmı verdin?
delikanlı:-ama efendim diğer hizmetkarınızda buna benzer bir elbise almamışmıydı tüccar:-ona sadece 20 altın vermiş ve elbise almasını istemiştim sana 1000altın verdim sen ise 1 altın bile etmeyen bu elbisye servetini harcadın
delikanlı:-affedin efendim cahillik ettim keseyde listeyede dikkat etmedim hain satıcıda beni aldattı
tüccar:- aklını kullanmayana aldatan cok olur evlat.Odolandırıcaya haddini bildircem ama önce sana bir ders vercem
delikanlı:-ben dersimi aldım bundan böyle alış verişte dikkatli ve dürüst olacam ne aldatacam ne aldanıcam merak etmeyin efendim
tüccar:-afferin ama 20 altın ve 1000altın meselesiniyle sana asıl anlatmak istediğim şuydu ALLAHın insana ve hayvana verdiği sermaye miktarı eşit degildir
delikanlı:-ne sermayesi
tüccar:-ömür,akıl ruh kalb,duyuorganları,yetenekler kısacası maddi ve manevi sahip oldugumuz herşey ALLAHın değerlendirmemiz için servettir.İnsan hayvandan binlerce kez üstün ve hassas cihazlarla donatılmıştır.Eğer ye, uyu, eğlen mantıgıyla hareket ederse kainatı incelemek yaratcısına inanmak ve ibadet etmek için verilen bu servet boşa harcanmış olur
Delikanlı:-1 altın bile etmeyen elbiseye 1000 altın harcamak gibimi?
tüccar:-evet hayvan kendisine verilen özellikleri yartılış nedenine uygun şekilde kullanır böylece görevini yerine getirmiş olur insan kendisine verilen özelliklere bakmadan sadece hayvanların yaptıklarını yaparak yaşamaya kalkarsa ahirette RABBinden ödül değil ceza görür.üstelik dünya hayatındada gercek mutluluğa ulaşamaz
Delikanlı:-Haklısınız efendim kendime ve hayatıma daha önce hiç bu açıdan bakmamıştım işte şimdi dersimi tam olarak aldım RABBimim verdiği herşeyi onun istedidiği şekilde kullanacam
delikanlı ogüne kadar bunları hiç düşünmediği,sorumsuzca yaşayarak kendisine ve ailesine zarar verdiğini için üzgünmüş.Pişmanlık içinde bilge tüccarın elini öpüp vedalaşmış.tüccar onu ugurlarken gülümsüyor ve şöyle diyormuş:-Söylediğini yaparsa kazanır yapmazsa kaybeder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder