Birkardeşim müthiş bir hastalığa giriftar olmuştu.
Yanına gittim.
naber dostum nasılsın dedim
Bana dedi: “Yüz gecedir ben başımı yastığa koyup yatamadım” diye acı bir şikâyet etti. Ben çok acıdım. Birden hatırıma geldi ve dedim:..
“Kardeşim, geçmiş sıkıntılı yüz günün, şimdi sürurlu(Sevinçli) yüz gün hükmündedir.
Ve herbir saati bir gün ibadet hükmüne getirdiğinden, şekvâ değil, şükretmek gerektir.
Gelecek günler ise, madem daha gelmemişler; RABBin olan RAHMâNÜ’R-RAHİMİN rahmetine itimad edip,
dövülmeden ağlama,
hiçten korkma,
ademe vücut rengi verme.
dedim
sonra bak kardeşim yanlız bu saati düşün.
Sendeki sabır kuvveti bu saate kâfi gelir.
Divane bir kumandan gibi yapma ki,
iki düşman ordu karşı karşıya geldiği zaman, ordunun başındaki divane komutan ordusunu savaş durumuna getirir.
Ordusunun nerde ve ne şekilde duracağını ayarlar. Ordusunu düşmanın vaziyetine göre şekillendirmek yerine, ya düşman şuradan buradan saldırır endişesiyle oralara birlik gönderirse ordunun ana karargahı ve merkezi zayıflar.
Mesela
düşman ordusu birliklerini tek merkezde toplamış, saldırmak için beklediği bir anda, karşı komutan sağ ve sol yönlerden saldırma imkanı var diye ordusunu üçe bölüp sağ ve sol taraflara birliklerini dağıtsa, ordunun merkezi zayıf düşecek
düşmanda
bunu anlayıp zayıf olan merkeze saldırıp savaşı kazanacak.
Bu komutan vehimler üzerine değil de bilimsel veriler ve askeri sanat üzerine hareket etse idi, merkezi zayıf bırakmaz ve savaşı da kaybetmez idi.
İşte insan sabır ve metanet ordusunu yani kuvvetini geçmiş ve gelecek zamanlara harcayıp tüketse, şimdiki zamana mecali ve kuvveti kalmaz.
sen bunun gibi yapma.
sen bunun gibi yapma.
Bütün kuvvetini bu saate karşı tahşid(Topla)et.
dedim
oda oh
ALLAH senden razı olsun
dedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder