28 Mart 2012 Çarşamba

"kesrette boğulmak"

ALLAH İman edenlerin dostu ve yardımcısıdır; onları inkar karanlıklarından kurtarıp hidayet nuruna kavuşturur. (Bakara Suresi: 257.)
RAHİM-İ ZÜL'CEMAL'e dayanan o rahmetin sıcaklığını, bütünlüğün rahatlığını ruhunun ta derinliklerinde hissediyor. Aynı şekilde O'ndan uzak olan, O'ndan ayrılığın cehennemî azabını daha dünyadayken yaşıyor. Kesrette boğulmanın karmaşa ve bunalımı depresyonlar, intiharlar, panik ataklar, anksiyeteler, bunaltılar şeklinde dünyamıza yansıyor.
"kesrette boğulmak"
kesrette boğulmak insanın dikkat ve nazarını mahlukata sarf edip, ALLAH’tan gafil olma halidir.
Kesret; ALLAH’tan başka bütün varlıkların genel adıdır. İnsan, ALLAH için verilen his ve duygularını bu fani ve geçici varlık alemleri için sarf ederse, bir nevi boşuna sarf etmiş oluyor. İnsan ebedi bir alem için verilen latifelerini bu fena ve fani alemde heba ediyor. İşte bu fena ve fani alemde heba edilen o duyguların heba edilişine "kesrette boğulmak"
Mesela insan, kalbini fena ve fani şeylere tevcih etse, kalbini bu fena ve fani şeylerde boğdurmuş oluyor. Yine dilini boş lakırdılarda kullansa, dilini boş lakırdılarda boğdurmuş oluyor vs...
İkinci bir mana; insan öldüğünde, ne hiçliğe gidiyor ne de yokluğa; ebedi alemde, ebedi yaşamaya gidiyor. Ama kafir kendi kuruntusu ile ölümü bir hiçlik ve yokluk olarak görüyor. Ölümü varlık aleminde bir kayboluş olarak değerlendiriyor. İşte ölümün bütün bu fasit zanlarına, "kesrette boğulmak" denir. Halbuki ölüm ebedi bir hayatın başı ve saadeti ebediyenin mukaddemesidir.
Aslına çözüm çok kolay! Bütün alemleri, uzayı, sayısız galaksileri, dünyamızı ve bizi aynı anda gören, aynı anda yaratan, KADİR-İ ZÜLCEMALe dayanmak, O'na kulak vermek, her şeyin aslını ve özünü kuşatan ALİM-İ KÜLLİ ŞEY'i dinlemek bizleri sanki varlığın kargaşası ve boğuculuğunun dışına çekiyor. Kur'ân okunurken ruhta hissedilen rahatlık ve en sıkıntılı anlarda bile bir huzur buluşumuz, bu halin bir tazahürü olmalı.
Aslında eşyanın kesretinden esmanın vahdetine doğru gidildikçe ruhta bir ferah, kalpte bir inşirah hali kendini hissettiriyor.
Ya RAB! Pişmanım, utanıyorum, sayısız günahımdan ar ediyorum, zelilim. İstikrarsız yaşamaktan göz yaşı döküyorum. Garibim, kimsesizim, yalnızım, zayıfım, güçsüzüm, hastayım, acizim yaşlıyım, ihtiyarsızım. "El-aman!" diyorum, af diliyorum, dergahından yardım istiyorum, ey ALLAH'ım!.
Âmin!
Gonca güller ektim gönül bahçeme
Güllerde cemalin gördüm gülüm
Sen diye kokladım Sen diye sevdim
Hoşgeldin gönlüme Ahmed'im Gülüm

Gönül bahçesine ektim gülümü
Gülüm için göze aldım ölümü
Gözyaşımla verdim gülün suyunu
Hoşgeldin gönlüme Ahmed'im Gülüm

Bir gül getirdim Gül Yüzlüm Sana
Gönlümde yeşerdi el değmedi ona
Gülleri benzettim Gül Cemaline
Hoşgeldin bahçeme Ahmed'im Gülüm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder