Ashabdan Abdullah b. Câbir (ra), PEYGAMBER EFENDİMİZ’e (asm): “Yâ RESULALLAH! ALLAH’ın her şeyden evvel yarattığı şey nedir, söyler misin?” diye sordu.
RESUL-i KİBRİYâ EFENDİMİZ (asm):
“ALLAH her şeyden evvel, senin Peygamberinin nûrunu Kendi Nûr’undan yarattı. Nûr, ALLAH’ın kudreti ile dilediği gibi gezerdi. O zaman ne Levh, ne Kalem, ne Cennet, ne Cehennem, ne Melek, ne Semâ, ne Arz, ne Güneş, ne Ay, ne İnsan ve ne de Cin vardı!”
RESUL-i KİBRİYâ EFENDİMİZ (asm):
“ALLAH her şeyden evvel, senin Peygamberinin nûrunu Kendi Nûr’undan yarattı. Nûr, ALLAH’ın kudreti ile dilediği gibi gezerdi. O zaman ne Levh, ne Kalem, ne Cennet, ne Cehennem, ne Melek, ne Semâ, ne Arz, ne Güneş, ne Ay, ne İnsan ve ne de Cin vardı!”
şu görünen büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakıldığı takdirde, MUHAMMED Aleyhissalâtü Vesselâm’ın nûru, o kitâbın Kâtibinin kaleminin mürekkebi hükmünde olur. Eğer bu büyük âlem bir ağaç sûretinde tahayyül edilirse, MUHAMMED Aleyhissalâtü Vesselâm’ın nûru hem çekirdeği, hem meyvesi olur. Eğer dünyâ cismânî bir canlı farz edilirse MUHAMMED Aleyhissalâtü Vesselâmın nûru, onun rûhu olur. Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, MUHAMMED Aleyhissalâtü Vesselâmın nûru, onun aklı olur. Eğer çok güzel bir Cennet bahçesi tahayyül edilirse, MUHAMMED Aleyhissalâtü Vesselâmın nûru, onun, Hakkı îlân eden bülbülü olur. Eğer pek büyük bir saray farz edilirse, MUHAMMED Aleyhissalâtü Vesselâmın nûru, saray Sahibinin dâvetçisi ve teşrîfâtçısı olur.
Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz anlatıyor:
Dostum Cibril-i Emin bana geldi ve şöyle dedi:
"Ya MUHAMMEDSAV! Seni hak olarak gönderen ALLAH'a yemin olsun ki, bizler şöyle bir olaya şahit olduk. Önceki ümmetler için bir kul vardı;ALLAHU TEALA 'ya bir adada beşyüz sene kulluk etti.ALLAHU TEALA o adada onun için tatlı bir su çıkardı, bir de nar ağacı yarattı. Ağaç her gece bir nar bitiriyordu; o da su ve nar ile gıdalanıyordu. Böylece ibadetine devam ediyordu. Bu kulun eceli yaklaşınca ALLAHU TEALA 'ya ruhunu secde hâlinde alması için dua etti. ALLAHU TEALA da duasını kabul buyurdu. Bizler yeryüzüne inince ona uğruyorduk. Ruhu kabzedildikten sonra göğe yükseldiğimizde ilâhî ilimde bu kulun kıyametteki hâlini şöyle bulduk.
O, Aziz ve Celil olan ALLAH'ın huzurunda durdurulur. ALLAHU TEALA meleklerine:
"Kulumu rahmetimle cennete koyun!" der; kul:
"Ya RABBi, beni amelimin karşılığı olarak cennetine koy!" der. ALLAHU TEALA tekrar meleklerine:
"Kulumu rahmetimle cennete koyun!" der; kul:
Ya RABBi, beni amelimin karşılığı olarak cennete koy" der.ALLAHU TEALA , meleklerine:
"Kulumu rahmetimle cennete koyun!" der, kul:
"Ya RABBi, beni amelimin karşılığı olarak cennetine koy!" der. O zaman ALLAHU TEALA meleklerine:
"Bu kulumu verdiğim nimetlerle yaptığı ibadetleri bir ölçün" diye emreder. Melekler ölçerler, kulun yaptığı beşyüz senelik ibadet ancak gözünün görme nimetine karşılık gelir. Vücudunun diğer azaları şükürsüz kalır. Bunun üzerine ALLAHU TEALA , meleklerine:
"Verdiğim nimetlere karşı şükretmeyen bu kulu ateşe atın!" diye emreder; melekler kulu ateşe doğru sürüklerler. O zaman kul:
"Ya RABBi! Beni rahmetinle cennetine koy!" diye yalvarır; ALLAHU TEALA, meleklerine:
"Onu geri getirin" emrini verir; kul ilâhî huzura getirilir.ALLAHU TEALA :
"Ey kulum, sen hiçbirşey değilken seni kim yarattı?" diye sorar, kul:
"Sen yarattın ya RABBi!" der.ALLAHU TEALA :
"Bu senden mi kaynaklandı, yoksa benim rahmetimle mi oldu?" diye sorar, kul:
"Benden değil, senin rahmetinle oldu!" diye cevap verir. ALLAHU TEALA:
"Sana beşyüz sene ibadet etme kuvvetini kim verdi?" diye sorar; kul:
"Sen verdin ya RABBi!" der.ALLAHU TEALA , diğer bütün nimetleri kimin verdiğini sorar. kul:
"Sen verdin ya RABBi!" der. ALLAHU TEALA:
"Evet, bütün bunlar benim rahmetimle olmuştur; nihayet bunu anladın, seni de rahmetimle cennetime koyuyorum. Ey meleklerim bunu rahmetimle cennete koyun. Ey kulum sen bundan önce güzel bir kuldun." buyurur ve onu cennetine koyar. Sonra Cibril aleyhisselam dedi ki:
"Ey MUHAMMEDSAV, gördüğün gibi her şey ancak ALLAH'ın rahmetiyle olmaktadır."
Dostum Cibril-i Emin bana geldi ve şöyle dedi:
"Ya MUHAMMEDSAV! Seni hak olarak gönderen ALLAH'a yemin olsun ki, bizler şöyle bir olaya şahit olduk. Önceki ümmetler için bir kul vardı;ALLAHU TEALA 'ya bir adada beşyüz sene kulluk etti.ALLAHU TEALA o adada onun için tatlı bir su çıkardı, bir de nar ağacı yarattı. Ağaç her gece bir nar bitiriyordu; o da su ve nar ile gıdalanıyordu. Böylece ibadetine devam ediyordu. Bu kulun eceli yaklaşınca ALLAHU TEALA 'ya ruhunu secde hâlinde alması için dua etti. ALLAHU TEALA da duasını kabul buyurdu. Bizler yeryüzüne inince ona uğruyorduk. Ruhu kabzedildikten sonra göğe yükseldiğimizde ilâhî ilimde bu kulun kıyametteki hâlini şöyle bulduk.
O, Aziz ve Celil olan ALLAH'ın huzurunda durdurulur. ALLAHU TEALA meleklerine:
"Kulumu rahmetimle cennete koyun!" der; kul:
"Ya RABBi, beni amelimin karşılığı olarak cennetine koy!" der. ALLAHU TEALA tekrar meleklerine:
"Kulumu rahmetimle cennete koyun!" der; kul:
Ya RABBi, beni amelimin karşılığı olarak cennete koy" der.ALLAHU TEALA , meleklerine:
"Kulumu rahmetimle cennete koyun!" der, kul:
"Ya RABBi, beni amelimin karşılığı olarak cennetine koy!" der. O zaman ALLAHU TEALA meleklerine:
"Bu kulumu verdiğim nimetlerle yaptığı ibadetleri bir ölçün" diye emreder. Melekler ölçerler, kulun yaptığı beşyüz senelik ibadet ancak gözünün görme nimetine karşılık gelir. Vücudunun diğer azaları şükürsüz kalır. Bunun üzerine ALLAHU TEALA , meleklerine:
"Verdiğim nimetlere karşı şükretmeyen bu kulu ateşe atın!" diye emreder; melekler kulu ateşe doğru sürüklerler. O zaman kul:
"Ya RABBi! Beni rahmetinle cennetine koy!" diye yalvarır; ALLAHU TEALA, meleklerine:
"Onu geri getirin" emrini verir; kul ilâhî huzura getirilir.ALLAHU TEALA :
"Ey kulum, sen hiçbirşey değilken seni kim yarattı?" diye sorar, kul:
"Sen yarattın ya RABBi!" der.ALLAHU TEALA :
"Bu senden mi kaynaklandı, yoksa benim rahmetimle mi oldu?" diye sorar, kul:
"Benden değil, senin rahmetinle oldu!" diye cevap verir. ALLAHU TEALA:
"Sana beşyüz sene ibadet etme kuvvetini kim verdi?" diye sorar; kul:
"Sen verdin ya RABBi!" der.ALLAHU TEALA , diğer bütün nimetleri kimin verdiğini sorar. kul:
"Sen verdin ya RABBi!" der. ALLAHU TEALA:
"Evet, bütün bunlar benim rahmetimle olmuştur; nihayet bunu anladın, seni de rahmetimle cennetime koyuyorum. Ey meleklerim bunu rahmetimle cennete koyun. Ey kulum sen bundan önce güzel bir kuldun." buyurur ve onu cennetine koyar. Sonra Cibril aleyhisselam dedi ki:
"Ey MUHAMMEDSAV, gördüğün gibi her şey ancak ALLAH'ın rahmetiyle olmaktadır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder