27 Nisan 2012 Cuma

algılama ve bakış açısı

“Kulum beni nasıl tanırsa, onunla öyle muamele ederim.”
Bu hadis-i kutside mümine en ileri seviyede bir teslim ve tevekkül dersi verilmektedir.

Bir hadis-i şerifte, “ALLAH’a karşı hüsnüzan ibadettir.”, bir hadis-i kutside de “Rahmetim gazabımı geçti.” buyruluyor. Buna göre insan, başına gelen sıkıntılarn musibetlerin altında kendisi için bilemeyeceği nice rahmetler bulunabileceğini düşünmeli ve RABBine hüsnüzan ederek o olayı hayra yormalıdır.
Böyle bir kuluna da ALLAH rahmetiyle mukabele eder, o musibeti onun hakkında büyük hayırlara vesile yapar; kulun derecelerini artırır.
Bu gibi hadiselerde kadere itiraz eden, ALLAHın rahmetini hiç düşünmeyen kimse İlahi rahmetten hissesini alamaz. RABBinin o olaylarda saklı rahmetini düşünmediği için bu anlayışına göre muamele görür.
“Rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalır.”
Mesela; mümin, ölümü ebedi bir saadetin başlangıcı olarak görürken, kafir ölümü ebedi bir yokluk ve hiçlik olarak görüyor. ALLAH mümine bu güzel zannından dolayı ebedi bir saadet verirken, kafire de bu kötü zannından dolayı ebedi bir ayrılmak ve yok olmak telaşını ve endişesini veriyor. "Kulum Beni nasıl tanırsa, onunla öyle muamele ederim."sırrı, burada tam manasını ve hükmünü icra etmiş oluyor.
Evet olaylara iman ve hidayet gözlüğü ile bakan birisi, her şeyin iyi ve güzel tarafını görür ve onunla mutlu olur. Zahirde çirkin ve azap gibi duran şeyleri de kadere havale edip, tam bir teslimiyet ve tevekkül ile o huzur ve mutluluğuna halel ve zarar verdirmez. Bu sebepledir ki, "Kadere iman eden, kederden emin olur." denilmiştir.
Kafasına ve kalbine iman ve hidayet gözlüğünü takmayan bir münkir ise, her şeyin ve her hadisenin kötü ve çirkin tarafını görür ya da öyle algılar. Hayatı bir azap makinesine döner. Sefayı unutur, kederi alır, hayatı zehir olur. Hayat kafir için bu kadar azaplı ve sıkıntılı iken, sanki hiçbir şey yokmuş gibi sadece oyun ve eğlencenin peşindedir ya da bu realiteleri onunla unutmak istiyor.
Arkasına ecel aslanı takılmış, önünde yılan ağzını andıran kabir kuyusu bulunan bir adamın, iştahla dünyanın haram lezzetlerine dalması şaşılacak bir hayvanlıktan başka bir şey değildir.
"Ne ölüyor ki kurtulsun, ne de yaşıyor..."
ifadesi, kafirin hayattaki durumuna ve büyük bir ikilem içinde olduğuna işaret ediyor.
Evet, iman her şeyi güzel gösteren bir iksir ve formül gibidir. Kim bu formülü ve iksiri elde ederse, hem bu dünya hayatı hem de ebedi olan ahiret hayatı kurtulur. Aksi durumda olan insanlar ise keder ve azap yumağı içinde helak olurlar. Kafirin, nefsine uyarak hiçbir şey yokmuş gibi eğlenmesi geçici bir göz boyamadır.
ALLAHÜ TEALA, Hazret-i Davud’a vahyetti ki:
- Beni sev, beni seveni sev ve beni kullarıma sevdir! Beni sevsinler.
- Ya RABBi bunu nasıl yapayım?
- Nimet ve ihsanlarımı onlara hatırlat, onlar benden ancak iyilik beklesinler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder