1 Ekim 2012 Pazartesi

Hatayı vesvese haline getirmemek

 
İster ibadet içinde, ister ibadet dışında olsun, hata kulun süsüdür. Hataları affetmek de RABBimizin şanından ve sıfatlarındandır. Şeytan kendisi af yoluna başvurmadığı için, bizim de hatalardan sonra affedici bir RABBimiz olduğunu hatırlamamızı istemez. Bizim namazımızın fesada gittiğini ve bozulduğunu telkin eder. Böylece vesveselerimizi arttırır ve namazdaki huzurumuzu bozar. Biz namazda; “Aman, hata yapmayayım”, “Eyvah! Namazım fesada gidecek!” dedikçe şeytana dayanılmaz bir fırsat vermiş oluruz. Vesvesemiz artar. Şüphe ve tereddüt çıkmazına düşeriz. Bu da ibadet hayatımıza zarar verir. Bizi ibadetten soğutur.

Kezâ, hata ve kusur bizim kulluğumuzun mührüdür.
ALLAH’ın ĞAFUR (Çok bağışlayan), ĞAFFAR (Sürekli bağışlayan), AFÜV (Affeden), TEVVAB (Tevbeleri kabul eden) isimleri bizim hata yapmamızı gerekli kılarlar.
Çünkü bu isimlerin şemsiyesini ancak hata yapınca üzerimizde hissederiz.
Hatasız ve kusursuz olsak ALLAH’ın bu güzel isimlerini
bilemeyeceğiz, tanıyamayacağız, kavrayamayacağız.

Hatalarımız sayesinde ALLAH’ın affedici ve bağışlayıcı olduğunu hatırlıyoruz, yaşıyoruz, kavrıyoruz, tanıyoruz! ALLAH’ı tanımaktan büyük nimet ve ihsan bulunabilir mi?
Her hatada ALLAH’ı hatırlamak, her kusurda ALLAH’ı anmak, ALLAH’a dönmek
ve ALLAH’a sığınmak ne büyük bir nimettir!
Âdem Aleyhisselâm ile muhterem eşi hata yaptılar, fakat hiç vakit kaybetmeden,
“Ey RABBimiz! Biz kendimize zulmettik! Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz elbette hüsrana düşenlerden oluruz!”
diyerek ALLAH’a sığındılar. ALLAH’a tövbe ettiler.ALLAH da onların tövbelerini kabul etti.
Yunus Aleyhisselâm bir hata eseri, öfkelenerek kavmini terk etti. Ardından kendisini balığın karnında buldu. Hata ettiğini anladı ve ALLAH’a sığınmaya, tövbe etmeye başladı: “ALLAH’ım! Senden başka ilâh yoktur! Seni her türlü noksandan, kusurdan ve batıl düşüncelerden tenzih ederim. Beni bağışla! Ben kendime zulmedenlerden oldum!”dedi.
ALLAH da duâsını kabul buyurdu ve onu içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtardı.

Bütün bunlar hatayı teşvik etmek için değil!
Hatalara karşı telâşa kapılmamızın gerek olmadığını vurgulamak,
telâşın vesveseyi arttırmaktan başka işe yaramadığını hatırlamak
Ve hata yaptığımızda kendimizi hırpalamamak için
Çünkü vesvesenin zarar verici ısırmalarından uzak kalmak gerekiyor.
Hata yapınca her şeyin bittiğini düşünmemek gerekiyor.
Bilhassa kasıt taşımayan ibadet hatalarının, bizi riyadan uzaklaştırmak ve ALLAH’a sığındırmak gibi işlevleri bulunduğunu hatırlayıp, üzülmek ve korkmak yerine, sevinç ve şükür içinde biraz dikkat etmemizin yeterli olduğunu kavramamız gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder