nefsin(yani taa kendümüüz) esasında zerre kadar hayır bulunmamaktadır.
nefisten peygamberler bile ALLAH'a sığınmışlardır.
Hz. Yunus'un (a.s.)
"Nefis şüphesiz ki kötülük yapmak ister. Bundan senin rahmetine sığınıyoruz."
Veya yaradılış itibariyle çok basit bir şeyden halk edilmişiz. Bu iki husus noktasından düşünecek olursak, bizler gerek hayat, gerek insanlık, gerekse de Müslümanlık ve diğer nimetlere layık olacak durumda değiliz.
Bize verilen tüm nimetler onun ikramıdır.
Bize verilen tüm nimetler onun ikramıdır.
Bizler kesbimizle çalışma ve gayretimizle bu nimetleri elde etmiş de değiliz.
Ve müstehakta değiliz.
Müstehak, kelime itibariyle bir şeye hak kazanmak olduğuna göre, bizler neyimizle bu mükemmel nimetlere müstehak olmuşuz ki;
Aklımızla mı? Fikrimizle mi? Veya kabiliyetimizle mi?-hayır hiç birisyle değil-
Ki, bunların hepsi yine CENAB-I HAKK'ın bize ikramı. Çünkü ayette ifade edilen,
Ki, bunların hepsi yine CENAB-I HAKK'ın bize ikramı. Çünkü ayette ifade edilen,
"bize hayır isabet edince ALLAH'tan, bize zarar ve kötülükler de gelince nefsimizden"
bilmeliyiz. Sadece bize verilen cüzi ihtiyarimizi kullanmaktır.
Yoksa geride kalan her şey CENAB-I HAKK'ın yaratmasıyla ve ikramıyladır.
Şöyle bir bohça ve çantamıza bir baksak: Acaba orada acizlik, fakirlik, nakıslık ve kusurdan başka bir şey görebilecek miyiz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder