29 Ekim 2012 Pazartesi

yaptıgın banaysa sonra çekecegin sana

“Hevesine tebaiyyet(uyma)edip her nevi zulmü işleyenlere ahalinin çok ilişmemesi,..”
Zulüm, başkasının mülkünde onun rızası olmaksızın tasarruf etmektir. Mülk ALLAH’ındır.
Hayra rızası var, şerre yoktur.
O halde, haram dairesinde yapılan bütün işler “zulüm” kavramı içine girer. Şu var ki, insan bu dünyada işlediği zulümlerin cezasını ahirette çekeceği için yaptığı bütün gayrimeşru işlerde kendi aleyhine çalışmış, kendi nefsine zulmetmiş olur.
“En kıymettar aletleri en kıymetsiz yerlere sarfedip nefsine zulmettin.”

Ahalinin(yaratılan mahlukat) o zalimlere ilişmemesi,
ALLAH’ın birer memuru, birer askeri olarak O’ndan gelen emirleri harfiyen yerine getiren bu mahlukatın, zalim insanlara ilişmemeleri, emir altında hareket etmelerinden ileri gelmektedir.
Yani, dünyada ahiret namına bir imtihan geçiren insana, cüzi irade verilmesi ve işlerine müdahale edilmemesi, bu imtihanın bir gereği olduğu için mahlukat o zalimlere ilişmemekte, işlerine müdahale etmemektedir.
Yoksa,
Nuh tufanında arza ve semaya verilen emirler gibi her varlığa da emir verilmiş olsa idi, bu dünyada hiç kimse haram işler işleyemez, zulme giremezdi.
O takdirde, insan kendi iradesini şerre sarf etmekten men edilmiş olacak ve bu dünya imtihanında ister istemez sadece hayır işleyecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder