Gaflet
Kelime olarak dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık gibi manalara geliyor.
en mühim vazife olan CENAB-I HAKK'a itaat ve ibadeti terk edip, önemsiz ve kıymetsiz şeylerle uğraşmak ve nefsine ve hevesâtına tâbi olarak ALLAH’ı ve ahireti unutmak anlamına geliyor.
Gafletin çok mertebe ve dereceleri vardır. Küfür bir gaflet-i mutlak olduğu gibi, ibadetlerdeki eksiklikler de bir gafletin neticesidir.
Küfür, gafletin en koyu ve en kesif halidir. Bütün kainat ALLAH’a ve ahirete güneş gibi parlak birer delil de olsa, nitekim öylededir, küfrün kesif ve koyu girdabında sönükleşip kaybolurlar. Küfür gafletinin bu koyu ve kesif halini ancak ve ancak hidayet ve iman ışığı yırtabilir ki, burada yine iş insanın irade ve talebine bakıyor. Yani insan, iradesini hidayet ve imandan yana sarf etmedikçe, gaflet sarmalından kendini kurtaramaz.
Gaflet sinsi bir hastalıktır
Evet gaflet imanın tesirini kırıp, imanı kalbin derinliğine hapseden zehirli ve fark edilmeyen sinsi bir düşmandır. Bu düşman uzun vadeli hesaplar yapar. Hedefi ise imanı kalpten tard etmektir. Günahlar gafletin sivri başlarıdır.
Nasıl ciğerdeki sinsi bir hastalık deride çıban şeklinde tezahür ediyor ise, gaflet de günah ve fısk şeklinde tezahür ediyor.
Günahlar gafletin sinsi ve tehlikeli meyveleridir.
Gaflet, tövbe ve tefekkür ile imha edilmeli
Gafletin en büyük ilacı ve zıddı huşu ve huzurdur.
Huşu ve huzur, ALLAH’ın huzurunda olduğunu idrak edip ona göre hareket etmek anlamındadır.
ALLAH’ın huzurunda olduğunu sürekli akılda ve zinde tutmanın tek yolu, her şeyde ona açılan marifet pencerelerini görebilmek ve okuyabilmek ile mümkündür. Yani sürekli onun huzurunda olduğumuzu akılda ve zinde tutmamız demektir.
Işık nasıl karanlığın düşmanı ise, huşu ve huzur da gafletin düşmanıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder