"Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın 'Öf' bile deme, onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve de ki: 'Ey RABBİM, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur.' Sizin içinizde olanı RABBiniz hakkıyla bilir. Eğer siz salih kimseler olursanız, muhakkak ki O, kendisine yönelenler için çok bağışlayıcıdır." (İsrâ Sûresi, 17:23-25.)
işte, ey insan, aklını başına al. Eğer sen ölmezsen, ihtiyar olacaksın, sen valideynine hürmet etmezsen, senin evlâdın dahi sana hizmet etmeyecektir
Yani ekseri olarak anne ve babasına hürmet etmeyenler, cezasını peşinen kendi evlatlarından ya da başka bir musibetten bu dünyada görürler demektir. Yoksa her asi evlat mutlaka bu dünyada ceza görecek demek değildir. ALLAH onun cezasını mahşere de tehir edebilir; tehir etmesi ihmal etmesi anlamına gelmiyor.
Hatta bu dünyada ceza görenler daha şanslılar ki, ahiretin o dehşetli azap ve acısından bir parça kendilerini kurtarıyorlar. Şayet birisi bu dünyada ana ve babasına çektirip, ceza görmeden veya tövbe etmeden gidiyor ise, "onun vay haline" demek gerekir. Zira büyük suçlar büyük mahkemelerde görülür, mülahazasınca, onun işi zor demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder