#Özlü söz#
Yüksek insanlar da, alçak insanlar da bu dünyada yetişiyorlar. Ve âhirette her nefis kendi ameline uygun saadete eriyor yahut azaba düşüyor.
"Mü'minler ancak kardeştirler. Onun için iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve ALLAH'dan korkun ki rahmete şayan olasınız." (Hucurat, 49/10)
“ALLAH’ın emir ve nehiylerini (onlara riayet etmek suretiyle) muhafaza et ki ALLAH da seni muhafaza etsin. ALLAH’ın emir ve nehiylerini muhafaza et ki, O’nu(yardımını) her zaman önünde bulasın. Genişlik zamanında O’nu an ki, darlık zamanınd...a da O seni ansın (ve sana yardım etsin). İstediğinde ALLAH’tan iste; sığındığında ALLAH’a sığın. Olacak şeyler konusunda kalem kurumuş, hüküm kesinleşmiştir. Şayet mahlukatın tamamı sana bir menfaat sağlamak için bir araya toplansalar ve fakat ALLAH onu senin hakkında yazmamış ise, onu yapmaya muktedir olamazlar. Ve şayet sana bir zarar vermek için toplansalar, ancak ALLAH onu senin hakkında takdir etmemişse, onu yapmaya da güç yetiremezler. Bil ki, zorlandığın şeye sabretmende çok hayır vardır. Zafer sabırla, ferahlık da sıkıntıyla birliktedir. Güçlükle beraber kolaylık vardır.” (Ahmed b. Hanbel, 1/307)
Yılbaşı gecesinin mânası, sayılı ömür senelerinin birinin daha bitmesi, ölüm denen kesin âkıbete biraz daha yaklaşılması, gençlik günlerinin tükenip, ihtiyarlık demlerinin gelmesi.. demektir. Nitekim her yılbaşında siyah saçlara biraz daha... aklar düşüyor, akların sayısı da biraz daha çoğalıyor.
Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düşmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmak lâzımdır. Zira bu hızlı gidiş, - ister ikrar et, ister inkâr - kabire, öteki dünyaya doğrudur.
Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düşmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmak lâzımdır. Zira bu hızlı gidiş, - ister ikrar et, ister inkâr - kabire, öteki dünyaya doğrudur.
“insan olmak ne demektir” idrak edememiş olabiliriz, kendimizi sadece bu alemde yaşamak için yaratılmış, yiyen içen maddi şeyler öğrenip işleyen bir mahluk zannedebiliriz. Ancak vicdanımız şuurlu fıtratımız olduğu için bize sürekli, "Sen in...sansın; sen bu dünyada eğitimdesin, aslında ebed için yaratıldın; senin hakiki ihtiyaçların imandır, tevhiddir, ibadettir; senin yapın doğruluğa, samimiyete, yardımseverliğe.. vb. uygundur" gibi seslerle bize aslen yaratılmış olduğumuz ahsen-i takvim mahiyetini hatırlatır. Bizi hakiki yaratılışımıza çekmeye çalışır. Vicdan böyle ihtar ede dursun bir de nefis ve şeytandan gelen sesler vardır iç alemimizde; bunların baskın olması nisbetinde vicdanımızın sesini az duyarız. Yani vicdanımız bize kendi hakikatimizi hatırlatır ve bu hakikate uygun olan şeyleri onaylar, tasdik eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder