Hz. Mevlânâ bir gün eve gelir,
oğlunu üzgün görür. Sebebini sorar.
Oğlu: "Hiç…" der.
Hz. Mevlânâ dışarı çıkar.
Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer....
Ellerini havaya doğru açıp ulumaya başlar.
Oğlu babasının bu haline bakıp güler.
Hz. Mevlânâ:
"Evladım, gördün mü?" der.
"Dünya dertleri de işte böyledir.
Kurt, aslında korkutucu bir hayvandır.
Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu
bildiğin için korkmadın ve güldün.
İşte bütün dertlerin arkasında da
Rabbinin olduğunu bil ve ona güven..."Devamını Gör
oğlunu üzgün görür. Sebebini sorar.
Oğlu: "Hiç…" der.
Hz. Mevlânâ dışarı çıkar.
Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer....
Ellerini havaya doğru açıp ulumaya başlar.
Oğlu babasının bu haline bakıp güler.
Hz. Mevlânâ:
"Evladım, gördün mü?" der.
"Dünya dertleri de işte böyledir.
Kurt, aslında korkutucu bir hayvandır.
Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu
bildiğin için korkmadın ve güldün.
İşte bütün dertlerin arkasında da
Rabbinin olduğunu bil ve ona güven..."Devamını Gör
Günde yüz kere,
( La ilahe illallah, el-melikül hakkul mübin, Muhammedün Resulullah, sadikul vâdil emin )
diyen, fakirleşmez, zenginleşir, kabirde kendisine yoldaş olur, Cennetin kapısını da açmış olur. [Hatib]
Çekelim de gari de gari :))))
( La ilahe illallah, el-melikül hakkul mübin, Muhammedün Resulullah, sadikul vâdil emin )
diyen, fakirleşmez, zenginleşir, kabirde kendisine yoldaş olur, Cennetin kapısını da açmış olur. [Hatib]
Çekelim de gari de gari :))))
Bir küçük çocuk, annesi nakış işlerken dizlerinin dibinde oturup onu seyretmeyi çok severdi. Bir keresinde aşağıdan annesine doğru bakıp sordu: “Anneciğim, ne yapıyorsun?”
Annesi, tatlı ve şefkatli bir sesle cevap verdi:
“Nakış işliyo...rum yavrum. Bu kasnaktaki kumaşın üstüne güzel desenler işlemeye çalışıyorum.”
Küçük çocuk: “Ama yaptığın şey, hiç güzel görünmüyor, karmakarışık…”
Gerçekten de çocuğun baktığı yerden, annesinin elinde tuttuğu kasnağın altındaki ipler, birbirine giriyor, kasnağın üstünde görülen sanatlı işlemelerden ise hiçbir eser görünmüyordu. Çocuğun bu sözüne annesi gülümseyerek:
“Hadi sen git, biraz oyna,” dedi
“Nakışımı bitirdiğimde seni dizime oturturum, o zaman o nakışa benim yakınımdan bakar ve ne olduğunu anlarsın.”
Çocuk oynarken,
annesinin parlak renkli ipliklerin yanında, o kapkara iplikleri neden kullandığını merak etmekten kendisini bir türlü alamadı. Biraz sonra annesinin sesi duyuldu:
“Gel kızım, yanıma otur da, birlikte bakalım bu nakışa.”
Annesi gibi kasnağa üst taraftan bakan çocuk, şaşkınlıktan ve hayranlıktan ne diyeceğini bilemedi. Kasnağın üstünde harikulade bir çiçek resminin nakşedildiğini gördü. Peki ama bu büyük farklılığın sebebi neydi? Alttan bakınca karmakarışık, üstten bakınca harika nakışlar. Nasıl böyle olabiliyordu? Annesi onun bu merakını şu sözleriyle giderdi:
“Yavrum, alttan bakıldığında nakış karışık ve anlaşılmaz görünüyordu. Çünkü sen nakşın üst tarafına daha önceden çizili bir plan olduğunu göremiyordun. Bu benim yaptığım bir dizayndı. O çiçeği işlemek için, benim bu çizimi ve planı takip etmem gerekiyordu. Şimdi benim tarafımdan baktığında ise, ne yaptığımı daha iyi görebiliyorsun.”
Küçük kız yıllar geçip büyüdüğünde, başına gelen her iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin olaylar karşısında, hep bu yaşadığı olayı hatırladı. Hayatının bir nakış gibi, ilahî bir kudret eli tarafından dantel dantel işlendiğini, kendisine karışık, anlamsız, kötü gibi görünen olayların, aslında ilahî bir planın nakışları olduğunu, ortaya çıkacak bütünün ve kompozisyonun hârikulade bir resim teşkil edeceğini hissederek hâlinden pek de şikâyetçi olmadı.
Annesi, tatlı ve şefkatli bir sesle cevap verdi:
“Nakış işliyo...rum yavrum. Bu kasnaktaki kumaşın üstüne güzel desenler işlemeye çalışıyorum.”
Küçük çocuk: “Ama yaptığın şey, hiç güzel görünmüyor, karmakarışık…”
Gerçekten de çocuğun baktığı yerden, annesinin elinde tuttuğu kasnağın altındaki ipler, birbirine giriyor, kasnağın üstünde görülen sanatlı işlemelerden ise hiçbir eser görünmüyordu. Çocuğun bu sözüne annesi gülümseyerek:
“Hadi sen git, biraz oyna,” dedi
“Nakışımı bitirdiğimde seni dizime oturturum, o zaman o nakışa benim yakınımdan bakar ve ne olduğunu anlarsın.”
Çocuk oynarken,
annesinin parlak renkli ipliklerin yanında, o kapkara iplikleri neden kullandığını merak etmekten kendisini bir türlü alamadı. Biraz sonra annesinin sesi duyuldu:
“Gel kızım, yanıma otur da, birlikte bakalım bu nakışa.”
Annesi gibi kasnağa üst taraftan bakan çocuk, şaşkınlıktan ve hayranlıktan ne diyeceğini bilemedi. Kasnağın üstünde harikulade bir çiçek resminin nakşedildiğini gördü. Peki ama bu büyük farklılığın sebebi neydi? Alttan bakınca karmakarışık, üstten bakınca harika nakışlar. Nasıl böyle olabiliyordu? Annesi onun bu merakını şu sözleriyle giderdi:
“Yavrum, alttan bakıldığında nakış karışık ve anlaşılmaz görünüyordu. Çünkü sen nakşın üst tarafına daha önceden çizili bir plan olduğunu göremiyordun. Bu benim yaptığım bir dizayndı. O çiçeği işlemek için, benim bu çizimi ve planı takip etmem gerekiyordu. Şimdi benim tarafımdan baktığında ise, ne yaptığımı daha iyi görebiliyorsun.”
Küçük kız yıllar geçip büyüdüğünde, başına gelen her iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin olaylar karşısında, hep bu yaşadığı olayı hatırladı. Hayatının bir nakış gibi, ilahî bir kudret eli tarafından dantel dantel işlendiğini, kendisine karışık, anlamsız, kötü gibi görünen olayların, aslında ilahî bir planın nakışları olduğunu, ortaya çıkacak bütünün ve kompozisyonun hârikulade bir resim teşkil edeceğini hissederek hâlinden pek de şikâyetçi olmadı.
"Nefsine düşmanlık et, çünkü nefsin, benim düşmanımdır"hadis
Çok şükür hep isteklerimi RABBim LÜTUFKAR ım veriyor
Bazen İsteklerimin daha hayırlı bişekilde veriyo ki ben bunu sonra farkediyorum yada nefsimin hoşuna gitmeyen bi bölümü oluyo... ben durumlarda
İlk önce hemen küsüyorum
Küstügüm zamanda korkuyorum hemen "LÜTUFKARIM ALLAHım sen benim küsmeme bakma sen bana küsme
ben kusurluyum seni cok seviyorum sen kusursuz mükemmelsin
Nefsim fena diyorum
Sonraaaaaa ALLAHhhhh LUTUFKAR MÜKEMMELL ZENGİN ÇÖMERT ALLAHım
benii bi şımartıyooo öyle güsel ayarlıyorkiiii şaşırıyorum
Herşey Onun elinde
Ya sebeb yaratıyo ya sebeb susturuyo
Nefsimin Kaprisi küsmesi bana cook yarıyooo:)))))
Çok şükür hep isteklerimi RABBim LÜTUFKAR ım veriyor
Bazen İsteklerimin daha hayırlı bişekilde veriyo ki ben bunu sonra farkediyorum yada nefsimin hoşuna gitmeyen bi bölümü oluyo... ben durumlarda
İlk önce hemen küsüyorum
Küstügüm zamanda korkuyorum hemen "LÜTUFKARIM ALLAHım sen benim küsmeme bakma sen bana küsme
ben kusurluyum seni cok seviyorum sen kusursuz mükemmelsin
Nefsim fena diyorum
Sonraaaaaa ALLAHhhhh LUTUFKAR MÜKEMMELL ZENGİN ÇÖMERT ALLAHım
benii bi şımartıyooo öyle güsel ayarlıyorkiiii şaşırıyorum
Herşey Onun elinde
Ya sebeb yaratıyo ya sebeb susturuyo
Nefsimin Kaprisi küsmesi bana cook yarıyooo:)))))
bazen aklıma insanlar begensin diye yapılan spor dalında,sanat alanında bazı klas , karizma hareketleri ALLAH için yapıldığını düşünüyorum uuuuffff çok şahane yaaa
acayip muhteşem görüntüler, hazlar, duygular bide ALLAHın hoşlandığını yaşamak
yok böyle bişeee
acayip muhteşem görüntüler, hazlar, duygular bide ALLAHın hoşlandığını yaşamak
yok böyle bişeee
Biz, ALLAH rızası için hizmet etmeyecek ve RABB’imizin hoşnutluğunu kazanamayacak, kendilerine hizmet götürdüğümüz insanların dualarını alıp, rıza dairesini genişletemeyeceksek ve RABB’imiz bizim hakkımızda; “Ben sizden razıyım, siz de Benden razı olun” demeyecekse, bütün bu mücadelelerin hiçbir manası yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder