İnsanın aciz ve fakir bir vaziyette yaratılmasının sebebi, aciz ve fakir olmayan Allah’ı bilebilmesi ve bulabilmesi içindir. Namaz ise insan ile Allah arasında bir nispet bir adaptör bir bağdır. İnsanın günde beş vakit namaza muhtaç olması ve bunun farz kılınmasının sırrı bu yüzdendir.
Yani namaz insanın belini kıracak, ruhunu incitecek, kalbini boğacak, vicdanını sıkacak dünyevi hal ve durumlardan kurtarıp, Allah’ yönelten ve Onun ile buluşturan bir bağ ve bağımlılık vesilesi oluyor. Yani namaz insan için bir istinat ve istimdat noktası oluyor. İnsanın elinin yetişemediği şeyleri Allah’tan istemeye bir araç ve vesile oluyor.
Namaz insanın nazik ve narin fıtratını koruyan bir fanus bir muhafız oluyor. Namazı terk edenler namazın bu koruyucu faydalarından mahrum kalıyor ve hayatın ağır yükleri altında eziliyorlar.
Namaz insanın kısa eline uzun el oluyor, kısa ömrüne uzun ömür bahşediyor, yani sevabı ile ebedi cenneti kazandırıyor, kısa sabrına dayanak noktası oluyor vesaire.
İnsanın hayatında bir intizam ve hedef olmaz ise, (intizam ve hedef burada kulluk ve ibadet anlamındadır) insanın zihni ve düşüncesi nefis ve hevanın peşinde koşar ve bütün aza ve cihazlarını da bu yolda sarf eder. İnsan adeta kendi benliği...nin bir kölesi, bir aracı haline dönüşür. Her şeyi kendi benliğine hizmet eden bir vasıta olarak düşünür. Bu da insanı egoist ve hedonist (Hayatın gayesini hazcılık olarak görenler) yapar. Yani insanı bencil ve zevkperest yapar.
İnsanın yapmış olduğu bütün zulüm ve ahlaksızlıkların temelinde, insanın kendisini unutması ve gayesiz kalması vardır. Unutmak, burada gaflet ve hedefsizlik anlamındadır. Yani insanın asıl gayesi ve hedefi ibadet ve kulluk iken, insan bunu inkar ve gaflet ile unutup, başka şeylere yöneldiği için zalim ve cahil unvanına liyakat kespetmiştir. Aciz ve fakir olduğunu unutur, sonra da ALLAH’a meydan okumaya kadar gider
İnsanın yapmış olduğu bütün zulüm ve ahlaksızlıkların temelinde, insanın kendisini unutması ve gayesiz kalması vardır. Unutmak, burada gaflet ve hedefsizlik anlamındadır. Yani insanın asıl gayesi ve hedefi ibadet ve kulluk iken, insan bunu inkar ve gaflet ile unutup, başka şeylere yöneldiği için zalim ve cahil unvanına liyakat kespetmiştir. Aciz ve fakir olduğunu unutur, sonra da ALLAH’a meydan okumaya kadar gider
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder