7 Ocak 2013 Pazartesi

Tevekkülün çerçevesi ve sınırları

Tertibi mukaddematta tefviz, tembelliktir.
hükmünün manası; bir şeye ulaşmakta vasıta olan sebeplerin terk edilip, ALLAH'a havale edilmesine denilir ki, bu da tembellikten başka bir şey değildir.

Misal; buğdayı elde etmek için, ALLAH sebepleri tertip ile sıraya koymuş; önce tarlayı süreceksin, sonra tohumlayacaksın, sonra sulayacaksın, sonra ilaçlayacaksın vs. Bu tertiplerden birini atlasan ya da sana bakan bu işlerden birini ALLAH'a havale edip, "ben tevekkül ehliyim" desen, buğdayı alamadığın gibi, tembellik damgasını da yersin. Zira ALLAH, sana meşgale olsun diye sebeplerin hazırlanmasını ve uyulmasını mecbur kılmış, sen sebepler noktasında tevekkül edip sebeplerin hazırlanmasını ALLAH'a havale etsen, hem neticeyi alamazsın, hem de tembel olursun.

Terettüb-ü neticede tevekkülün manası ise;
insan kendine düşen kısmını tamamıyla yaptıktan sonra, yani yukarıda denildiği gibi buğdayı almak için gerekli tüm sebepleri yerine getirdikten sonra, artık neticeyi ALLAH'tan beklemek gerekir; işte buna tevekkül denir. Neticeyi ALLAH'a havale etmek gerekir, zira insanın bu hususta yapacak bir şeyi kalmıyor, bulutları toplayıp yağmur vermek, buğdayın kızarıp olgulaşmasını sağlamak için güneşi istihdam etmek, bunlar insanın elinin ulaşacağı şeyler olmadığı için tevekkül gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder