ALLAH için olan küçük bir muhabbet, ebedi bir hayatı ve o hayatta ebedi dostluğu kazandırdığı için,
dünyadaki küçük ve geçici ayrılığın acısını tedavi edip hiçe indiriyor.
Mesela Hazreti PEYGAMBER (asv)'in bir dakika sohbetine ve dostluğuna mazhar olan bir köylü Arap, ebedi alemde sahabe unvanı ile ebedi bir saadet ve rütbe kazanıyor.
Belki dünya gözü ile PEYGAMBER EFENDİMİZİ (asv) bir daha görmüyor, lakin bu ayrılık ve firak gelip geçicidir, ama dostluk ve o dostluktan hasıl olan sahabelik unvanı ebedi ve tükenmez bir kavuşmayı ve saadeti kazandırıyor.
Hatta dünyada bile kalbi iman ve hidayet ile nurlanan mübarek zevat PEYGAMBER EFENDİMİZ (asv) ile ister uyanık iken ister uyku aleminde onunla irtibat kurup onunla muhabbet ve irtibatını devam ettirebiliyor. Evliyaların ekserisi manevi bir telefon ve televizyon vasıtası ile Onunla görüşüp sohbet etmişler, bunun rivayetleri katiyet kesp etmiştir.
Ama ALLAH için olmayan yüz yıllık kavuşmak ve dostluk,
nihayetinde bitip tükendiği için ALLAH için olan bir saniyeye karşılık gelemiyor. Zira küfür ve gaflet anındaki bütün lezzetler ve saadetler, zamanın en alt birimi olan salise ile kayıtlıdır. Her şey o kadar hızlı bir şekilde maziye yani hiçlik kuyusuna akıyor ki, ona hakiki anlamda kavuşmak ve saadet demek mümkün değildir.
Üstelik bu anlar küfür ve gaflet sayesinde cehennemde zakkum ağacı şeklinde açacak ve sahibine belalı bir azap olacaktır.
Buna kavuşmak ve saadet demek ne mümkün. Bir tattırır, peşinden bin tokat yedirir. Bir elmayı yer, ardından o elma yok olduğu için bin azap getirir; tabi bu mana düşünen kafir içindir. Yoksa bazı fanteziler ile kendini uyutan ahmak kafir ve gafil sınıfı bunu geçici olarak hissetmeyebilir; ama netice de oda hissedecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder