Küllî ve kuşatıcı olan MUHAMMEDİ hakikat (a.s.m.) hayatın hem kâinatın hayatıdır.
Hayatın kaynağı, kâinatın hayat bulmasının ve var olmasının ana sebebidir.
Bütün zîruhların, ruh sahibi bütün varlıkların nurudur.
Bütün zîruhların, ruh sahibi bütün varlıkların nurudur.
Kâinat ağacının aslî çekirdeği, yaratılış gayesi ve en mükemmel meyvesidir.
Eğer dünya maddî yapısı olan bir canlı farz edilseydi, Hz. MUHAMMED (a.s.m.) onun ruhu olurdu.
Dünya eğer büyük bir insan gibi tasavvur edilseydi, o nur onun aklı olurdu.
Eğer pek güzel şaşaalı, hayret ve şaşkınlık verici güzelliklerle dolu bir Cennet bahçesi hayl edilseydi,
Eğer dünya maddî yapısı olan bir canlı farz edilseydi, Hz. MUHAMMED (a.s.m.) onun ruhu olurdu.
Dünya eğer büyük bir insan gibi tasavvur edilseydi, o nur onun aklı olurdu.
Eğer pek güzel şaşaalı, hayret ve şaşkınlık verici güzelliklerle dolu bir Cennet bahçesi hayl edilseydi,
nur-u MUHAMMEDİ onun bülbülü olurdu.
Dünya eğer pek büyük ve muhteşem bir saray farz edilseydi,
Dünya eğer pek büyük ve muhteşem bir saray farz edilseydi,
nur-u MUHAMMEDİ , Sultan-ı Ezelin bir nevi saltanatının ve hakimiyetinin ana merkezi;
Onun sonsuz haşmet ve görkeminin yansıdığı, sonsuz güzellik ve mükemmellikteti san'at eserlerini üzerinde barındıran o muhteşem sarayın nâzırı, teşrifatçısı ve başyaveri olurdu.
Bütün insanları dâvet eden, sarayda bulunan bütün antika san'atları, harikaları ve mucizeleri târif eden, tanıtan rehberi olurdu. Halkı en güzel ifadelerle o sarayın Sâhibine, Sâniine iman etmeye, tabi olmaya, itaat etme çağıran bir davetçi olurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder