8 Şubat 2012 Çarşamba
Susmak, huyların efendisidir
NİSÂ SÛRESİ
40. Şüphesiz ALLAH (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.
Dilini tutan kurtuldu hadis
Bana benden olur, her ne olursa, Başım selâmet bulur, dilim durursa
Diline pek hakim olamayan konuşkan bir adam, Hazreti Ebu Bekir (ra) Efendimiz'i tenkit etmeye kalkışır. O da hakkı olan cevabı hemen vermeyip sabırla dinlemeyi tercih eder. Efendimiz (sas) ise bu durumu tebessümle seyreder.
Ne var ki, sorumsuz adam yersiz konuşmasını uzatınca suskunluğunu bozan Ebu Bekir (ra) Efendimiz de cevap vermeye başlar. Bu defa da Efendimiz'in yüzündeki tebessüm kaybolur.
Bu tebessüm kaybını merak edip soran Hz. Ebu Bekir'e Efendimiz şöyle açıklama yapar:
-Sen tenkit eden adamı sabırla dinliyor cevap vermiyordun. Bu sırada bir melek senin sabrını görünce o adama cevap veriyor, seni melek savunuyor, ben de bu durumu tebessümle seyrediyordum. Ne zaman sen sabrı bırakıp cevap vermeye başladın, melek seni savunmaktan vazgeçip sustu. Meleğin susmasından dolayı üzüldüm, tebessümüm ondan kayboldu!..
senden soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar konuşmaktan iyidir. (Hz.Ali);
Kufe Mescidi'nden çıkıp evine doğru yürüyen imamın peşine takılan bir adam söylenerek gelir arkasından:
-Sen İmam-ı Azam filan değilsin ama, halka büyük bir alim gibi görünüyor, kendine İmam-ı Azam dedirtiyorsun?
Yolun sonuna kadar arkasından söylenerek gelen adamın ithamlarını sessizce dinleyen imam, nihayet geriye dönüp tebessümle baktığı adama der ki:
-Burası benim evimdir, söyleyeceklerin bittiyse izin ver de evime gireyim!
İmam evine girer, kapısını da yavaşça kapar.
Bunca itham ve isnatlara kırıcı bir karşılık vermeden dinleyen imamın bu hali, adamı vacdan muhasebesine iter.Nihayet kararını veren adam söylenir:
-Bu zat gerçekten de İmam-ı Azam'mış! Şimdi şüphem kalmadı bununun en büyük imam olduğuna!
Yolda giderken Malik bin Dinar'ı gören biri, yanındaki arkadaşına söylenmeye başlar:
-Şu adamı görüyorsunuz ya, riyakârın tekidir. Hep gösteriş için yapar yaptıklarını! Görenler de onu tasavvuf büyüğü zanneder!.
Malik bin Dinar, sesin geldiği tarafa dönüp adama tebessümle bakar, olanca yumuşaklığıyla şu cevabı verir:
-Allah razı olsun senden. Şimdiye kadar hiç kimse beni bu kadar doğru tarif etmedi.
Konya çarşısında kendine çok güvenen bir adam, çevresine meydan okuyarak der ki:
-Bana bakın bana! Ben öyle bir adamım ki bana (bir) kelime söyleyen (bin) kelime ile cevap alır!
Hazret-i Mevlânâ, adamın çenesi altına kadar sokulur, gözlerinin içine bakarak cevap verir: -Ben de öyle bir adamım ki bana (bin) kelime söyleyen (bir) kelime ile dahi cevap alamaz!
Çünkü der, meleklerin cevabı yeterli olur bana!.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder