42. Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları ancak, gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. İbrahim Suresi
“O gün Allah hayvanları da ihzar edecek, birbirlerinden haklarını alacaklar, daha sonra onlara ‘Toprak olun!’ buyuracak ve hepsi toprak olacaklar. Bu hali gören kâfir onlar gibi toprak olmayı temenni edecektir.” hadis
ALLAH, dünyayı ahretin bir vitrini şeklinde tanzim ettiği için, dünyadaki bütün sistem ve işler, ahiretin tanıtımı ve reklamı için düzenlenmiştir. Öyle ise, isim ve sıfatlar, bu dünya vitrininde kafi derecede tecelli ederken, asıl yerde, yani ahirette ise, tam tecelli edecektir.
Mesela,ebedi yaşama arzusunu insanın fıtratına hikmet takmış, ama ölümü de yaratmış. Sadece bu açıdan bakacak olursak, ya da ahireti hariç tutarsak, hikmetsiz bir durum gibi durur. Ancak, genel intizamın tamamı açısından bakarsak, yani diğer isimlerin de işin içinde olduğunu düşünürsek, hikmetin kemalde olduğunu anlarız. Tabiri caiz ise, bir yatırımcı, bütün sermaye ve birikimini vitrin ve nümuneye yatırmaz. Asıl işi için harcar. Şu var ki, asıl işini iyi tanıtacak ve reklamını tam yapacak bir vitrini de mükemmel olarak tanzim eder.
Mesela, adl, müntakim gibi isimler, kafirleri dünyanın imtihanını bozacak şekilde cezalandırmayı iktiza edeceği anda, başka isimler devreye girer ve tabiri caiz ise, ona ayar çeker ve imtihan manasını bozdurmaz. Ahiret’te ise, imtihan olmayacağından ve nümune ve vitrin manası kalmadığı için, isim ve sıfatlar bütünü ile tam tecelli edecek ve haşmetini ortaya tam koyacaktır.
bir saltanat, bahusus böyle muhteşem bir saltanat, hüsn-ü hizmet(güzel hizmet) eden muti’lere(emre uyan) mükâfatı ve isyan edenlere mücazatı(ceza) bulunmasın? Burada yok hükmündedir. Demek, başka yerde bir mahkeme-i kübrâ(öldükten sonra âhirette ALLAH’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme)vardır.
şu görünen memleket bir manevra(eğitim ve deneme yeri)
meydanıdır. Hem sanayi-i garibe-i sultaniyenin (saltanata ait antika sanatlar) meşheri(sergi)dir. Hem muvakkat(geçici), temelsiz misafirhaneleridir. Görmüyor musun ki, hergün bir kafile gelir, biri gider, kaybolur. Daima dolar, boşanır. Bir zaman sonra şu memleket tebdil(değiştirilmek)edilecek; bu ahali başka ve daimî bir memlekete nakledilecek. Orada herkes hizmetine mukabil ya ceza, ya mükâfat görecek”
meydanıdır. Hem sanayi-i garibe-i sultaniyenin (saltanata ait antika sanatlar) meşheri(sergi)dir. Hem muvakkat(geçici), temelsiz misafirhaneleridir. Görmüyor musun ki, hergün bir kafile gelir, biri gider, kaybolur. Daima dolar, boşanır. Bir zaman sonra şu memleket tebdil(değiştirilmek)edilecek; bu ahali başka ve daimî bir memlekete nakledilecek. Orada herkes hizmetine mukabil ya ceza, ya mükâfat görecek”
Zalim bu dünyada mazlumu eziyor, mazlum ise intikamını almadan ikisi beraber eşit bir şekilde ölüp gidiyorlar; bu hale ALLAHın merhamet ve şefkatinin şe’ni, yani şanı ve tavrı müsaade etmez. Elbette zalimi yargılamak ve mazluma hakkını vermek, sonsuz şefkat ve merhametin şe’ni ve gereğidir.
"ALLAH`ım! Kuvvetsiz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hakîr görüldüğümü ancak sana arzeder, sana şikâyet ederim."
"Ey merhametlilerin merhametlisi olan ALLAH! Herkesin hakir görüp de dalına bindiği çaresizlerin RABBİ ancak Sensin. Benim RABBİM de ancak Sensin. Sen, beni kötü huylu, yüzsüz bir düşman eline düşürmeyecek kadar merhamet sahibisin."
"ALLAH`ım! Yeter ki, Senin gazabına uğramayayım. Ne çekersem ona katlanırım. Fakat senin af ve mağfiretin bunları bana yaptırmayacak kadar geniştir. "ALLAH`ım! Senin gazabına uğramaktan, İlâhi rızandan uzak durmaktan, Senin o zulmetleri aydınlatan ve âhiret işlerini yoluna koyan İlâhi nuruna sığınırım!"
"ALLAH`ım! Sen razı oluncaya kadar, affını dilerim! ALLAH`ım! Her kuvvet, her kudret ancak seninle kâimdir!"
"Ey merhametlilerin merhametlisi olan ALLAH! Herkesin hakir görüp de dalına bindiği çaresizlerin RABBİ ancak Sensin. Benim RABBİM de ancak Sensin. Sen, beni kötü huylu, yüzsüz bir düşman eline düşürmeyecek kadar merhamet sahibisin."
"ALLAH`ım! Yeter ki, Senin gazabına uğramayayım. Ne çekersem ona katlanırım. Fakat senin af ve mağfiretin bunları bana yaptırmayacak kadar geniştir. "ALLAH`ım! Senin gazabına uğramaktan, İlâhi rızandan uzak durmaktan, Senin o zulmetleri aydınlatan ve âhiret işlerini yoluna koyan İlâhi nuruna sığınırım!"
"ALLAH`ım! Sen razı oluncaya kadar, affını dilerim! ALLAH`ım! Her kuvvet, her kudret ancak seninle kâimdir!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder