İnsanlar arasında maddenin kıymeti ile sanatın kıymet ayrı ayrıdır.
Mesela bir resim kağıdı düşünelim. Bu kağıt ücret olarak yüz kuruş eder. Ancak aynı kağıt üzerine RESULULLAH (sav) bir besmele yazsa veya Hazreti Ömer Efendimiz (ra) bir elma resmi yapsa , artık bu kağıda değer biçilmez. Fakat, verilen değer, kağıda değildir, kağıdın üzerindeki sanatadır.
Sanatın değeri ise ustasının konumuna göre farklılık arzeder.
EFENDİMİZİN(sas) yazacağı bir besmelenin fiyatı ile bir sahabenin veya sıradan bir insanın yazacağı besmele elbette farklı olacaktır.
Sanat, maddeden daha kıymetlidir. İnsan maddi olarak; et, kemik ve kandan ibarettir. Bu açıdan baktığımızda, insan en kıymetsiz varlık olur. Zira eti yenmez, derisi işe yaramaz; bir koyun kadar kıymet alamaz.
Ama üstündeki nakışlar, sanatlar itibarıyla bakılsa,
Sanat, maddeden daha kıymetlidir. İnsan maddi olarak; et, kemik ve kandan ibarettir. Bu açıdan baktığımızda, insan en kıymetsiz varlık olur. Zira eti yenmez, derisi işe yaramaz; bir koyun kadar kıymet alamaz.
Ama üstündeki nakışlar, sanatlar itibarıyla bakılsa,
değeri birden bire artar ve bütün mahlukatı geride bırakır.
Adeta ALLAH'ın yazmış olduğu bir imza gibi olur.
Aynen öyle de insanın maddesi itibarı ile çok fazla değeri olmayabilir.
Fakat alemlerin yaratıcısı olan ALLAH'ın yazmış, yaratmış olduğu bir sanat eseri olarak baktığımızda elbette ki, değeri de yükselecektir.
insanın maddi yapısı ve bu yapının işleyişi, büyük ve geniş bir maksada hizmet ediyor. Bu maksat ALLAH’ın isim ve sıfatlarının tecelli ve tezahür etmesidir. Evet ALLAH’ın bir çok ismini insan maddiyat ve cesedi ile tartabiliyor. Mesela; küçücük dili ile yer yüzünde ne kadar tat ve ikram varsa tartabiliyor. Küçücük gözü ile kainatın bütün renk tonlarını görüp zevk edebiliyor vs. İnsanın maddi cesedine takılan her bir azanın ayrıca binlerce hikmet ve güzellikleri bulunuyor. Bütün bu hikmet ve güzellikler bir araya geldiği zaman, insanın hilkaten ne kadar kemalde olduğu anlaşılıyor
Eğer nur-u iman, içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar, o ışıkla okunur.
İnsanın kıymeti,
o san’at-ı RABBANİYEye göre olur; ve âyine-i SAMEDANİYE itibarıyladır.
O halde, şu ehemmiyetsiz olan insan,
şu itibarla bütün mahlûkat üstünde
bir muhatab-ı İlâhî ve Cennete lâyık bir misafir-i RABBANİ olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder