istirhamını
(yalvarma, merhamet dileme)
askere degil, kumandana bildir asker yanlız kumandan dan emir alır
Kullarına kullarını kullanarak isimlerini tecelli ettiren ALLAH tek hüküm sahibidir.
O birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma.
Onlara tezellül(alçalma, kendisini küçük düşürme) edip minnet çekme.
Onlara temelluk(dalkavukluk) edip boyun eğme.
Onların arkasına düşüp zahmet çekme.
Onlardan korkup titreme.
Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir.
Herşeyin anahtarı Onun yanında, herşeyin dizgini Onun elindedir.
Herşey Onun emriyle halledilir.
Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.
Sebeplerin ilahlaştırılması
ve sebeplerin arkasında işleyen ALLAH’ın rahmet ve kudret elinin görümemesi
CENAB-I HAK bu dünyada sebepleri, iş ve icraatlarına bir perde, bir vasıta yapmıştır.
Yani elmayı ağacın eliyle, yumurtayı tavuğun vasıtası ile bize ikram ediyor. Her nimetin ardında işleyen rahmet ve kudret elinin önünde sebepler vaz edilmiş.
Bu yüzden net ve berrak bir şekilde ALLAH’ın rububiyet ve uluhiyetini sebepler arkasında göremiyoruz.
Ama ahiret aleminde, bu sebepler aradan kalkıp, direkt olarak ALLAH’ın rahmet ve kudret eli iş göreceği için, perdesiz olarak ALLAH’ın rububiyet ve uluhiyetini seyredeceğiz.
Ama ahiret aleminde, bu sebepler aradan kalkıp, direkt olarak ALLAH’ın rahmet ve kudret eli iş göreceği için, perdesiz olarak ALLAH’ın rububiyet ve uluhiyetini seyredeceğiz.
Sebepler olmadığı için, doğrudan her nimet ve ikramın arkasında ALLAH’ın isim ve sıfatlarını bizzat göreceğiz.İnşALLAH
ACABASIZ İNANMAK
Vakit namazlarını sürekli cemaatle, camide eda eden,
ALLAH’a yürekten bağlı, çok duru gönüllü bir adam varmış. Ama evi, nehrin öbür tarafında olduğu için her vakit namazında, salla nehri geçmek epey vaktini alıyormuş. Bir gün, gittiği camiide bir vaaz dinlemiş... Hoca diyormuş ki;
“ALLAH’a öyle inanıp öyle dayanacaksın, öyle güveneceksin ki her işin kolaylıkla hallolsun... Bismillah de gir suya! Yürü git...’” diye de bir örnek vermiş .
Adamcağız bunu duyunca bir sevinmiş bir sevinmiş ki ...
-Oh! Demiş, kurtuldum artık saldan, vakit kayıplarından.. Bismillah der geçerim karşıya. Sevincinden içi içine sığmıyormuş. Aynı zamanda da içinden Hocaya kızmaktaymış, neden şimdiye kadar söylemedi bunu diye ...
Dediği gibi de yapmış Çıkmış camiiden, gelmiş nehrin kıyısına;
BİSMİLLAH demiş… YÜRÜMÜŞ GEÇMİŞ
Artık karısı da kendisi de çok mutluymuş bu yüzden...
Bir gün Hanımı demiş ki;
“Yarın o Hocayı al gel, yemeğe! Bak o kadar iyiliği dokundu bize” Olur, demiş adam.Ertesi gün camiiden çıkınca, Hocayla anlaşmışlar; eve gidecekler .
Hoca; “Bir sal bulalım!” deyince adam şaşırmış ve;
“Ne salı Hocam?Sen demedin mi BİSMİLLAH de yürü git! Ben o günden beri öyle yapıyorum Hadi geçelim...”
Hoca hayretlerde Dehşetlerde ...
Neden sonra titrek yüreğiyle, melûl mahzun bakmış adama ve;
-Ah! demiş...
Keşke benim imanım da,
SENİNKİ GİBİ ACABA SIZ OLSAYDI, YÜRÜR GİDERDİM...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder