2 Temmuz 2012 Pazartesi

baktın olmuyor bakmayacaksın:)

Göz 600 bin sinirle beyne bağlı ve
aynı anda 1.5 milyon mesaj alıp bunları düzenlenliyor ve saatte 500 km'lik hızla beyne gönderiyor
biryere bakarken gözden beyine doğru saatte 500 km hızla bir elektrik akımı ilerlemektedir.
“Cesed, ruhun hanesi ve yuvasıdır, libası değil.”
Ruh o hanede misafirdir. Bu hanede gözlere “pencere olma” görevi düşmüştür. Gören pencere değil, ondan bakan ruhtur.

“Göz bir hassedir ki ruh bu âlemi o pencere ile seyreder.”
ifadesinde bir kayıt vardır; “bu âlem” kaydı. Yani ruh, başka âlemleri göz olmadan da seyredebilir. Bunun en açık örneği “rüya” hadisesidir. Uykuda bu dünyaya bakan pencerelerin kapanmasıyla ruh için başka aleme pencereler açılır. Uyanık halinde karşısındaki duvarın arkasını göremeyen insan, uykuya geçtiğinde geçmiş asırlardaki dostlarıyla görüşür, binlerce kilometre ötedeki mekânları rahatlıkla seyreder.

Üstad, ölüm için “ıtlak-ı ruh” (ruhun kayıtlardan kurtulması) tabirini kullanır. İnsan, ölümün küçük kardeşi olan uykuya geçtiğinde, beden kaydından bir derece kurtulur; rüya âleminde gözsüz de görür, kulaksız da işitir, ayaksız da yürür.
Ey göz, güzel bak!
Göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder. Eğer CENAB-I HAKKa satmayıp belki nefis hesabına çalıştırsan, geçici, devamsız bazı güzellikleri, manzaraları seyirle şehvet ve heves-i nefsaniyeye bir kavvad derekesinde bir hizmetkâr olur.
Gözün kavvad derekesine inmesi, nefsin adi ve pis arzuları ile iştahlandığı materyalin arasında, bir vasıta, bir buluşturucu olmasına kinayedir. Yani nefis ile arzuladığı şey arasında, buluşturuculuk ve birleştiricilik yapıyor, bir nevi nefsin kötü emellerine alet ve vasıta oluyor.
Halbuki göz, nefis değil de, ALLAH namına kullanılsa, ALLAH’ın kainatta sergilediği sanatları seyreden ve mütalaa eden, yüksek bir alet olur, şerefli bir makama çıkar.
Eğer gözü, gözün Sâni-i Basîrine satsan ve Onun hesabına ve izni dairesinde çalıştırsan, o zaman şu göz, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir mütalâacısı ve şu âlemdeki mucizât-ı san’at-ı Rabbaniyenin bir seyircisi ve şu küre-i arz bahçesindeki rahmet çiçeklerinin mübarek bir arısı derecesine çıkar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder