15 Temmuz 2012 Pazar

O şartlar yok mu, o şartlar..

O var, her şey var.
Bazen hayatımızda yeni bir şeylere başlamak için bütün şartların yerine gelmesini, her şeyin en uygun halinde bulunmasını ya da başkalarının başlangıç kabul ettiği bir şeyden kuvvet almayı isteriz ve hatta bu şartlar olmazsa “başlangıcımıza” başlayamayacağımızı sanırız. Her şey tıpkı uzaya fırlatılan roketlerin kalkış anı gibi en uygun şartlarda olmalıdır;
hava güneşli, nem optimum, katılan insanlar pür dikkat, işinin ehli
veee kalkış için son 3 saniye.. 3.. 2..1.. ateş.. ve füzemiz ateşlenip semada süzülerek kendine çizilen rotada ilerler.. gibi
hayallerle başlangıcımızı erteler dururuz
çünkü o kalkış prosedürünün şartları bir türlü bir araya gelmez..
O şartlar yok mu, o şartlar..
Bi bir araya gelseler biz de füze gibi fırlayacağızdır ama işte..
Bir türlü nasip olmaz; hafta geçer, ay geçer, yıl geçer, bizim füze rampada; yani istekler ve yeni başlangıçlar kursağımızda kalakalır..
Oysa her yolculuk bir tek ufak adım ve hatta sadece bir niyetle “başlar”. Niyet varsa ve o niyeti vücuda çıkarmak için bir tek ufak adım atacak kuvveti –şimdiki tabirle, iç enerjiyi- RABBimize istinad ile bulabiliyorsak yolculuğa başlamışız ya da başlayabiliriz demektir.
İllaki füze kalkışına gerek yoktur..
Öyleyse şu hayat güzeranında füze kalkışlarını beklemeden bir
“La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyül aziym”
çekerek her an yeni başlangıçlara RABBimizin inayetiyle niyet ederek yolculuğa kaldığımız yerden devam edebiliriz.
“Herkese hayırlı yolculuklar” derken;
“kaptanımız HZ MUHAMMEDİM(ASM) ve her ihtiyaç duyduğunuzda kalbimizin üstündeki dua tuşu ile bize inayet ve himayet edecek olan RABB-i RAHİMimimiz her yeni başlangıcımızda muinimiz olacaktır” hatırlatmasını da kalbin cebine koyalım.
ONA TEVVEKKÜL EDEN ASLA KAYBETMEZ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder