36. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?
Kıyame Suresi
insan türü ve insanların toplumsal yapısı da bugün fen ilimlerinin incelediği muazzam bir sanat ve mükemmel bir şaheserdir.
Mesela İstanbul'da taksim meydanında sel gibi akan insanlara yüksek bir yerden bakan adam der, "Bütün bu insanlar görünüşte karışık bir şekilde bir yerlere gidiyorlar." Zahirde o sel gibi giden insanlarda bir insicam ve ahenk görünmüyor, ama her bir adamı çevirip "Nereye gidiyorsun?" diye sorduğumuz vakit hepsinin bir amaç ve gayeye yönelik yürüdüğünü anlarız.
Ve karmaşık duran yürümelerin altında insanlar adedince maksat ve gayelerin olduğuna hükmederiz ve o sel gibi akışın o maksatların üzerinde ince bir zar olduğunu anlarız. O akımın maksatlı ve planlı olduğunu görürüz.
İnsanlık da dünya meydanında yürürken karmaşık gibi durabilirler, ama asla maksatsız ve gayesiz yaratılmamışlardır. Öyle ise ALLAH sadece bitki,
hayvan ve küreler üzerinde hükümran değil, insanların karmaşık gibi duran sosyal olaylarında da hükümrandır. Yığınları tesadüfe ve tabiata vermek insan açısından biraz daha kolay olduğu için, şeytan bu damarı çok işletiyor.
Özet olarak, insan topluluğu da bir intizam ve ahenk ile tasarlanmış harika bir sanat-ı RABBanidir ve kudretin kader kitabına göre kemal-i intizamla bir istinsahtır, bir çoğaltmasıdır. Yani kader mükemmel bir plan çiziyor kudret sıfatı da o plana uygun bir şekilde işleyip icat ediyor. Bu her şeyde hükümran olduğu, gibi insanlığın toplumsal hayatında da cari bir kanun-u İlahidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder