Her şeye kıymeti nispetinde değer vermek gerekir. Eğer kıymetsiz bir şeye çok kıymetli bir şeymiş gibi değer verilirse, bu kişinin akıl sağlığının normal olmadığını gösterir. Delirmiş Yahudi bir elmasçının cam kırığına elmas fiyatı vermesi,
onun akıl dengesinin olmadığını kati bir şekilde gösterir. Halbuki akıl ve muhakemesi yerinde olan birisi her şeye kıymeti kadar değer verir.
İşte bu kaideye binaen, dünya ve içindekiler ahiret hayatına kıyasla bir cam kırığı gibidir.
Zira ahiret hayatı ebedi ve sonsuz iken, dünya hayatı çabuk söner geçer bir saman alevi gibidir. Elbette dünya, ahiret hayatına nispetle bir cam parçası gibidir. Öyle ise ahireti kazanmak için verilmiş duygu ve cihazlarımızı dünyanın gelip geçici fani şeylerinde heba etmek, aynen divane Yahudi’nin cam parçasına elmas fiyatı vermesi gibi akılsız ve muhakemesiz bir tavırdır.
Dünya, içindekileri ile beraber ahiretin bir tarlasına denk gelmez. Hal böyle iken, divane gibi bütün ömür sermayemizi dünyanın adi ve basit şeylerinde sarf edip heba etmek akıl karı değildir.
İnsan ahireti kazanmak için verilmiş değerli vaktini beş paraya değmez değersiz şeylerde sarf ederse, elbette o değersiz şeyler üstünde başarı elde eder. İnsanın bu hali dünyaya meydan okuyabilecek çok güçlü bir ordunun küçük ve savunmasız bir köye hücum etmesi ve orayı zapt etmesi gibidir.
İşte kafirlerin dünyadaki başarısının bir sebebi de budur. Ahiret için verilmiş duygu ve cihazlarını bütün güçleri ile dünyaya sarf ediyorlar. Bu da onlara geçici olarak dünyada bir başarı veriyor ama ebedi ahireti kaybediyorlar.
Geçici dünyaya bedel ebedi ahireti kaybeden birisi, hakikatte ziyanda iken, surette ve zahirde kazançta görünebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder