"İnsan öyle bir nüsha-i camiadır ki CENAB-I HAKK bütün esmasını insanın nefsi ile insana ihsas ediyor." (Sözler).
Buna göre, her insan CENAB-I HAKK'ın bütün isimlerine mazhardır. Fakat parmak izlerinin farklılığı gibi her bir insanın ruh yapısı da farklılık gösterir. Kimi daha zeki, kiminin hafızası daha güçlü, kimi daha cesurdur.
Üstadımız, "Her bir ismin feyz-i tecellisini bir mazhar-ı cami olmaya çalış." buyurmakla, insanın kendi iradesini doğru yolda kullanmasıyla, diğer insanlardan daha fazla bir mazhariyete erebileceğini ders veriyor. Mesela, insanın her organı, her hücresi her hissiyatı ALLAH'ın ilminden haber verir. Bu yönüyle bütün insanlar ÂLİM ismine mazhardırlar.
Bir de ilim tahsil eden kişilerdeki tecelli vardır ki naklettiğimiz vecizedeki "çalış" ifadesi bu tecelli içindir. Bu ve benzeri manevi sermayelerini yerinde kullanan insanda bazı hususî tecelliler ön plana çıkar.
Bu ön plana çıkan özellikler CENAB-I HAKK'ın hangi esmasına bakıyorsa, o esma, o insanda ism-i azam olup diğerleri onun gölgesindedir. Mesela; Hz. Musa (a.s)'da CENAB-I HAKK'ın celâli isimleri öndedir. Fakat Hz. İsa (a.s)'da RAHİM ve CEMİL isimlerinin tecellileri daha ileri derecededir. Mesela İmam-ı Ali (ra)'de ilim dikkat çeker, Hz. Osman (ra)'da hilm, Hz. Ömer (ra)'de ise izzet ve celal devreye girer. Diğer insanların kendilerinde galip olan özelliklerini de bu örneklere göre değerlendirebiliriz.
PEYGAMBER EFENDİMiz (asm) ise CENAB-I HAKK'ın bütün esmasına azami derecede mazhar olduğundan, onda bütün huylar ve hasletlerin tamamı en güzel bir şekilde ve azami mertebede tezahür etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder