"Tevekkülsüz, gafletle, iktidar ve ihtiyarıma dayanıp derdime derman aramak için cihât-ı sitte denilen altı cihette nazar gezdirdim. Maatteessüf derdime derman bulamadım." Üstad'ın dermanını arayıp da bulamadığı dert neydi?
İnsan, nihayetsiz aciz, fakir ve zaif bir varlıktır. Ancak ihtiyaçları ve arzuları ise sonsuzdur;
kabir, ecel, musibetler, hastalıklar, belalar, dertler ve elemler gibi tehlikeler ile karşı karşı olan bir varlıktır.
İşte bütün bunlar insan için birer derttir.
Üstad bunları tedavi edecek bir derman arıyor. İlk önce, tevekkülsüz, ALLAH'tan gafil ve kendine güvenerek bir derman aramaya başlıyor, ancak yarası daha da derinleşiyor.
Üstad bunları tedavi edecek bir derman arıyor. İlk önce, tevekkülsüz, ALLAH'tan gafil ve kendine güvenerek bir derman aramaya başlıyor, ancak yarası daha da derinleşiyor.
Ne zaman ki ALLAH'a tevekkül etti, ALLAH'ın kudretine dayandı,
o zaman sıkıntılar da bitmiş ve yaralar tedavi edilmiştir gördü.
Bu hayali tablo, insanın hayata olan iki ayrı bakışını temsil etmektedir.
Bu hayali tablo, insanın hayata olan iki ayrı bakışını temsil etmektedir.
Bir grup insan birinci gözlükle, diğerleri ise ikinci gözlükle varlığa bakıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder