Nasıl bir çocuk elini kızgın sobaya götürürken, anne,
şefkatinden çocuğun eline bir tokat atar, çocuk hatasını anlar ve annesinin kucağına atılır.
Aynı şekilde; insan da bu çocuk gibi günah ve haramlara giderken, ALLAH; Celal ve Kahhar isimlerinin tecellisi ile insana tokat mesabesinde olan musibet ve sıkıntılar verir ki, insan bu İlahi korku ile harama gitmekten vazgeçer.
Yani; ALLAH’ın insanları korkutması ve şiddetle tehdit etmesinin altında, şefkat ve merhamet manası hükmediyor. İnsanın kalbindeki ALLAH korkusu, insanın yanlışlara gitmesine bir perde, şefkatine sığınmasına bir vasıta oluyor. Çocuğun tokat vasıtası ile annenin şefkatli sinesine kaçması gibi, insan da ALLAH korkusu sayesinde, ALLAH’ın eşsiz rahmet ve merhametine sığınma ihtiyacı hissediyor.
İşte, insanın kalbindeki ALLAH korkusu, şefkate ve Hakk'a çeviren bir vasıta olmasından dolayı sevimli ve lezzetli bir korkudur. Yani insan bir zalimden korkar gibi dehşetli ve ümitsiz bir korku içinde değil; tam aksine ümitli ve lezzetli bir ürperti ve korku içinde bulunuyor.
Yani; ALLAH’ın insanları korkutması ve şiddetle tehdit etmesinin altında, şefkat ve merhamet manası hükmediyor. İnsanın kalbindeki ALLAH korkusu, insanın yanlışlara gitmesine bir perde, şefkatine sığınmasına bir vasıta oluyor. Çocuğun tokat vasıtası ile annenin şefkatli sinesine kaçması gibi, insan da ALLAH korkusu sayesinde, ALLAH’ın eşsiz rahmet ve merhametine sığınma ihtiyacı hissediyor.
İşte, insanın kalbindeki ALLAH korkusu, şefkate ve Hakk'a çeviren bir vasıta olmasından dolayı sevimli ve lezzetli bir korkudur. Yani insan bir zalimden korkar gibi dehşetli ve ümitsiz bir korku içinde değil; tam aksine ümitli ve lezzetli bir ürperti ve korku içinde bulunuyor.
İnsanın kalbindeki ALLAH korkusu, böyle ümitli ve lezzetli olursa, muhabbet ne denli ümitli ve lezzetli olur, kıyas edilsin diyor.
ALLAH korkusu ne kadar da lezzetli ve ümitli de olsa; ALLAH sevgisi ile kıyasa gelmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder