"CENAB-I HAKK ın mâsivâsına yapılan muhabbet iki çeşit olur.
Birisi yukarıdan aşağıya nâzil olur; diğeri aşağıdan yukarıya çıkar. Şöyle ki:"
"Bir insan en evvel muhabbetini ALLAH'a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla ALLAH'ın sevdiği herşeyi sever. Ve mahlûkata taksim ettiği muhabbeti, ALLAH'a olan muhabbetini tenkis değil, tezyid eder."
"Bir insan en evvel muhabbetini ALLAH'a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla ALLAH'ın sevdiği herşeyi sever. Ve mahlûkata taksim ettiği muhabbeti, ALLAH'a olan muhabbetini tenkis değil, tezyid eder."
"İkinci kısım ise, en evvel esbabı sever ve bu muhabbetini ALLAHı sevmeye vesile yapar. Bu kısım muhabbet, topluluğunu muhafaza edemez, dağılır. Ve bazan da kavî bir esbaba rastgelir. Onun muhabbetini mânâ-yı ismiyle tamamen cezb eder,
helâkete sebep olur. Şayet ALLAH'a vâsıl olsa da, vüsulü nâkıs olur."
Birinci kısım olan muhabbet; evvela ALLAH'ı sever ve ondan dolayı da mahlukatı sever. Bu yol daha selametli bir yoldur.
İkinci yol olan muhabbet ise; risklidir, denmektedir. Zira kesretten vahdete giden bir yol takip edilmektedir. Halbuki, birinci yolda vahdetten kesrete doğru bir yol takip ediliyordu.
Bütün sebeplerden ALLAH'a doğru yollar açmak elbette ki kolay değildir. Her kimden gelirse gelsin, bütün iyilikleri ve ihsanları, her kimde bulunursa bulunsun bütün güzellik ve kemâlâtı sebepler perdesini yırtarak, bütün bunlar ALLAH'tandır demek, şüphesiz ki kolay değildir. Sebebe takılma ve neticeleri sebepten bilmek gibi bir risk ve tehlike her zaman için söz konusudur.
İkinci muhabbet tarzı ile giden adamın önüne kuvvetli ve cazibeli bir sebep çıkarsa, bu sebepte takılıp neticeye gidememe riski oluşur.
İkinci yol olan muhabbet ise; risklidir, denmektedir. Zira kesretten vahdete giden bir yol takip edilmektedir. Halbuki, birinci yolda vahdetten kesrete doğru bir yol takip ediliyordu.
Bütün sebeplerden ALLAH'a doğru yollar açmak elbette ki kolay değildir. Her kimden gelirse gelsin, bütün iyilikleri ve ihsanları, her kimde bulunursa bulunsun bütün güzellik ve kemâlâtı sebepler perdesini yırtarak, bütün bunlar ALLAH'tandır demek, şüphesiz ki kolay değildir. Sebebe takılma ve neticeleri sebepten bilmek gibi bir risk ve tehlike her zaman için söz konusudur.
İkinci muhabbet tarzı ile giden adamın önüne kuvvetli ve cazibeli bir sebep çıkarsa, bu sebepte takılıp neticeye gidememe riski oluşur.
Bu kuvvetli sebep her insanda farklılık arz edebilir. Kimisi için evlat, kimisi için gençliği, kimisi için eşi, kimisi için arkadaşı hatta kimisi için peygamber bile olabilir. Hristiyanların Hazreti İsa (as)'da boğulup helak olmaları buna güzel bir örnektir. Gulat-ı Şia’nın Hazreti Ali (r.a) şahsında helak olmaları da buna dahildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder