Musibetlere karşı SABIR
İbadete karşı SABIR
Günahlara karşı SABIR
İbadete karşı SABIR
Günahlara karşı SABIR
İki düşman ordu karşı karşıya geldiği zaman, ordunun başındaki komutan, ordusunu savaş durumuna getirir. Ordusunun nerede ve ne şekilde duracağını ayarlar. Ordusunu düşmanın vaziyetine göre şekillendirmek yerine, ya düşman şuradan buradan saldırır endişesiyle oralara birlik gönderirse, ordunun ana karargahı zayıflar.
Mesela, düşman ordusu, birliklerini tek merkezde toplamış, saldırmak için beklediği bir anda, karşı komutan sağ ve sol yönlerden saldırma imkanı var diye, ordusunu üçe bölüp, sağ ve sol taraflara birliklerini dağıtsa, ordunun merkezi zayıf düşecek, düşman da bunu anlayıp, zayıf olan merkeze saldırıp, savaşı kazanacak. Bu komutan, vehimler üzerine değil de, bilimsel veriler ve askeri sanat teknikleri ile hareket etse idi, merkezi zayıf bırakmaz ve savaşı da kaybetmez idi.
Mesela, ibadetler için, sabır ve metanet ordusunu, yani kuvvetini, geçmiş ve gelecek zamanlara harcayıp tüketilse, şimdiki zamana mecal ve kuvvet kalmaz.
Yani insan der: “Önümde daha şu kadar ömür var. O ömür içinde de şu kadar namaz var. Bu kadar namaz nasıl kılınır." deyip, sabır ve dayanma gücünü bu gelmemiş zamana dağıtsa, o anki ibadete kendinde güç ve kuvvet bulamaz. Buna namaz ibadeti örnek verilebilir.
Halbuki geçmişin sıkıntısı gitmiş, sevabı kalmış. Gelecek ise daha gelmemiş. Öyle ise bunları düşünüp, sabır kuvvetimizi heba etmenin bir anlamı yoktur. Biz ibadet noktasında sadece o anımızı düşüneceğiz. O zaman sabır kuvvetimiz ibadetin altından kalkar. O sersem komutan gibi evham yüzünden merkezi boş bırakıp, kuvveti sağa sola dağıtmamış oluruz.
Timur'a demişler ki; 'yahu her harbi kazanıyorsun. Bu ne iştir? Yıldırım Bayezid'i mağlub ettin. Bu ne haldir? ' demişler. Timur, soruyu soran adama demişki; 'parmağını ver' Adamın parmağını alıp kendi ağzına götürmüş, kendi parmağını da adamın ağzına götürmüş. İkimizde ısıracağız. Harb bir ısırma sanatı dır.' demiş. Ve ikiside ısırmaya başlamışlar.
Bir süre sonra Timur'un karşısındaki adam dayanamayınca 'aaaaaahhh' demiş ve bağırmak için ağzını açmış. Timur elini adamın ağzından çekmiş. Ama adamın parmağını ısırmaya devam etmiş. Bir müddet daha bağırttıktan sonra bırakıvermiş.
Demiş ki; 'İşte sabır budur. 'Aaaa' demek sana fayda vermez, bana fayda verir. İşte sabır budur.
Yani belalara karşı, ibadetlere karşı sabır, haramlara karşı sabır, helallara karşı sabır. İşkenceye karşı sabır, Allah'ın lütfettiği nimetlere karşı da sabır. İlim öğrenmeye karşı da sabır.
Bir süre sonra Timur'un karşısındaki adam dayanamayınca 'aaaaaahhh' demiş ve bağırmak için ağzını açmış. Timur elini adamın ağzından çekmiş. Ama adamın parmağını ısırmaya devam etmiş. Bir müddet daha bağırttıktan sonra bırakıvermiş.
Demiş ki; 'İşte sabır budur. 'Aaaa' demek sana fayda vermez, bana fayda verir. İşte sabır budur.
Yani belalara karşı, ibadetlere karşı sabır, haramlara karşı sabır, helallara karşı sabır. İşkenceye karşı sabır, Allah'ın lütfettiği nimetlere karşı da sabır. İlim öğrenmeye karşı da sabır.
Kişinin birtakim olumsuz durumlarla karşilastiginda, 'isyan etmeden' tevekküle debilmesi,
'bunda da bir hayir vardir'ALLAH böyle murat etmiştir' diyebilmesi, gercek anlamda 'Sabir'dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder