21 Ekim 2013 Pazartesi

Kâinat'ta her şey anlamlı

Âlem, bir bütün olarak, ALLAH'ın varlığına, birliğine,
esmâ ve sıfatlarına delil olduğu gibi, terkip ve cüzleri ile de delildir.

Mesela, bütün hayvanlar ortak yönleri ile ALLAH'a delâlet ettikleri gibi, her bir nev, her bir fert ve her ferdin her bir uzvu da, yine ALLAH'a delâlet etmektedir. Ancak bazı varlıkların, ALLAH'a nasıl delâlet ettiklerini anlayamayabiliriz.

Yol bizim için kapalı görünebilir. Bu durumda hemen kafamızı kaldırıp başka delillere bakacağız. Yoksa, o delilde ısrar etmek veya o delil ile diğer bütün delillere bakmak ve onları da kapalı tevehhüm etmek, cehâletin işâretidir.

Mesela; 20. Yüzyılın başlarında, bazı ateist bilim adamları, bademcik ve dalak gibi uzuvların hiç bir işe yaramadıklarını gerekçe göstererek, "Kâinat'ta her şey anlamsızdır." demekteydiler.

İki organda göremedikleri hikmeti, bütün varlığa teşmil etmek suretiyle, büyük bir cehâlet örneğini sergilemişlerdi. Ancak, daha sonra bu iki organın ne denli faydalı olduğu yine ilim adamları tarafından ispat edildi.

Halbuki yapılması gereken şu olmalıydı; "Bademcik ve dalağın ne işe yaradığını bilmememiz, hikmetsiz oldukları anlamına gelmemelidir.

Zira kâinat'ta hiç bir şey anlamsız değildir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder