4 Mayıs 2013 Cumartesi

İnsanda ya ihlas vardır ya da riya

İhlas, kemiyet(Miktar, sayı, nice oluş. Az veya çok oluş) olarak herkeste aynıdır, lakin keyfiyet(Kalite) yani kuvvet ve kalite noktasından herkesin ihlası muhteliftir.
Kemiyetten kast ettiğimiz şey, ihlasın bünye olarak başka şeyleri kabul etmemesidir.
Mesela "Ben şu namazı yüzde doksan dokuz ALLAH için, yüzde bir de insanlar için kılıyorum." desem, bu ihlas ihlaslıktan çıkar ve batıl olur; ALLAH bu ihlası kabul etmez. Bu sebeple ihlas kemiyet olarak yani nicelik olarak parçalanma ve bölünme kabul etmez. Ya heptir ya hiçtir; bunu ortası ya da yüzdesi yoktur.
Bu hususta herkes eşittir, bir peygamber de yüzde yüz ALLAH için olmak zorundadır, basit bir mümin de yüz de yüz ALLAH için olmak zorundadır. Yalnız, yüzde yüz ALLAH için olan bir amelin keyfiyeti yani kuvvet ve parlaklığı her insanın iman ve amel derecesine göre farklıdır. Bu hususta eşitlik olmaz ve olamaz. İhlasın derece ve keyfiyeti bu noktadadır. Yoksa kemiyet ve nicelikte değildir.
Bu yüzden ihlasın ortası, altı, üstü bulunmuyor.
İnsanda ya ihlas vardır ya da riya, ya samimidir ya da samimi değildir.
İhlastan çıkan
direkt en pespaye olan riyaya düşer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder